Malın üçüncü kişinin elinde bulunması halinde istihkak davası açma yükümlülüğünün İİK. mad. 99 uyarınca üçüncü kişiye ait olduğu ve bu şekilde açılan istihkak davasının kabulü halinde temyizin icra takibine etkisi bakımından İİK. mad. 97/14 hükmü değil, ‘temyizin satıştan başka icra muamelelerini durdurmayacağına’ ilişkin İİK. mad. 364/3. hükmünün uygulanması gerektiği, istihkak davasının kabulüne ilişkin karar kesinleşmedikçe alacaklının hacizli malın satışını talep edemeyeceği, İİK. mad. 99. hükmünde 97/14. maddesi hükmünde olduğu gibi 36. maddeye atıfta bulunulmamış olduğu, İİK. mad. 36'da öngörülen prosedüre gerek olmaksızın istihkak davasının kabulüne ilişkin kararın temyizi halinde satışın İİK. mad. 364/3 uyarınca kendiliğinden durması gerekeceği, öte yandan, icra mahkemesince takibin devamı veya ertelenmesi hakkında bir karar verilmesine gerek olmaksızın üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmasının kendiliğinden takibin durması sonucunu doğuracağı, bu sonucun ise icra mahkemesinin davanın kabulüne karar vermesi ile değil ancak kararın kesinleşmesi ile ortadan kalkabileceği, başka bir deyişle, mal üzerine konulmuş olan haczin haklı olduğu, ancak istihkak davası sonucu verilen kararın kesinleşmesi üzerine anlaşılabileceği, dolayısıyla istihkak davasının kabulü ile temyiz eden üçüncü kişinin haczedilen malın satışını durdurmak için İİK'nın 36. maddesine göre teminat göstererek Yargıtay'dan icranın durdurulması kararı getirmesine gerek bulunmadığı-

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde şikayetçi vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmişse de mahiyeti itibariyle bu ist ...