Hacze konu malları davalı üçüncü kişi şirkete fatura ile satan dava dışı şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunmasının karinenin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, bu halde, mülkiyet karinesinin 3. kişi yararına olduğunun kabulü gerekeceği, bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
Davaya konu taşınmazın, İstanbul Defterdarlığı tarafından kayyım sıfatı ile on yıl müddetle idare edildiği ve 26.4.2005 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, taşınmazın kayyım ile idare edildiği dönemde elde edilen gelirlerin de Hazine'ye aktarıldığı anlaşıldığından, eldeki davada İstanbul Defterdarlığı'nın herhangi bir sorumluluğundan söz edilmesi söz konusu olmayıp, İstanbul Defterdarlığı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan borçlunun amcasının üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünün şikayete konu işleminin dayanağı gönderilmiş olan haciz müzekkeresi olup, 3. kişi durumundaki bankanın bu haciz yazısına karşı mevduat üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkının olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğinde olduğundan, icra müdürünün İİK mad. 99 gereğince işlem yapması gerekmekte olup, paranın bankadan istenmesinin yasaya aykırı olduğu, icra mahkemesinin, icra müdürlüğünün işlemine ilişkin yapılan şikayetin kabulü gerektiği-
Temyiz incelemesine konu olan ve İİK 99. maddesi uyarınca alacaklı tarafından açılan istihkak davalarında davanın, istihkak iddiasında bulunan 3. kişi ile dosyanın durumu dikkate alınarak borçluya karşı açılacağı, haciz tutanağı içeriğinden ve dava dilekçesi içeriğinden, davalı 3. kişi H.Ç. tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, buna rağmen alacaklı tarafça mahcuzun davalı tarafından muvaazalı şekilde 3. kişiye satıldığı iddia edilerek bu kişinin de dava dilekçesinde davalı olarak gösterildiği anlaşıldığından, mahkemece, dava dilekçesinde, davalı olarak gösterilen kişi hakkında taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya borcunun ödenip ödenmediğinin netleştirilmesi, eğer anılan dosyaya ödeme yapıldı ise eldeki davaya konu takip borcu da ödenmiş sayılacağından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden de davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı, davalı 3.kişinin İİK'nin 85/2 maddesi uyarınca borçlu ile malı birlikte elinde bulundurma durumu da söz konusu olmadığına göre, davalı 3.kişinin dava dışı şirket adına yaptığı istihkak iddiası da geçerli olmadığından, davacı alacaklının İİK'nun 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu yapılan haciz sırasında adreste çalıştığını beyan eden ama isim vermekten imtina eden kişinin haciz yerinin borçlu şirketle ilgisinin bulunmadığını belirttiği, bu sırada haciz mahalline ...... isimli kişinin geldiği, "ben kardeşleri olurum" şeklinde beyanda bulunduğu, alacaklının istemi üzerine dava konusu menkullerin haczedildiği ve malların yediemin olarak söz konusu kişiye bırakıldığı, alacaklının, istihkak iddiasını kabul etmiyorum,dava açmak için süre istiyorum şeklinde beyanda bulunduğunun ve haczin sonlandırıldığının haciz tutanağından anlaşıldığı, temyize konu davanın ise hacizden 5 gün sonra alacaklı tarafından açıldığı, bu bilgilere göre, haciz sırasında ve sonrasında haczedilen menkullerle ilgili herhangi bir istihkak iddiasının bulunmadığının kabulü gerekeceği, öte yandan; davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava açıldığı tarihte İİK'nun 96/1. maddesi uyarınca 3. kişi tarafından öne sürülmüş geçerli bir istihkak iddiası bulunmakla birlikte davalı 3. kişinin mahcuzun kendisine ait olmadığına ilişkin beyanının istihkak iddiasından vazgeçme anlamına geldiği nazara alınarak konusu kalmayan dava hakkında karar vermeye yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- İİK'nin 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilene kadar muteber olan dava konusu 03.06.2014 tarihli haciz tutanağına göre; davalı 3. kişinin haciz esnasında hazır olduğu, tutanak içeriğinde bir beyanı yer almamakla birlikte, tutanağı hazirun sıfatıyla imzaladığı, hal böyle olunca davalı 3. kişi dava konusu hacizden 03.06.2014 tarihinde haberdar olduğu halde, 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 13.06.2014 tarihinde istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmakla, alacaklı tarafça bu davalıya karşı İİK'nun 99. maddesi uyarınca, doğrudan açılan davanın süresinde yapılmış geçerli istihkak iddiası bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. kişi şirket yetkilisinin duruşmada alınan beyanında "şirket ortağının kendisinin uzaktan akrabası olduğunu ve işyeri ruhsatının borçlu şirket adına olduğunu" beyan ettiği anlaşılmakla, haciz tutanağında yer alan adresi ile diğer adresinin aynı adresler olup olmadığı hususunda araştırma yapılarak, haciz adresi işyerine ilişkin ruhsatın ve 3. kişi şirket yetkilisi ile borçlu şirket ortakları arasındaki akrabalık bağını gösterir nüfus kayıtlarının bulunduğu yerden temin edilip eklenmesinden sonra dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdii ile davalı 3. kişi şirket ve borçlu şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak mahcuzun demirbaş olarak ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığının saptanması, bundan ayrı 3. kişi şirket yetkilisince işyerinin 2011 yılı Haziran ayında satın alındığının, işyeri devri esnasında tentelerin demirbaş olarak var olduğunun öne sürüldüğü, alacaklı tarafça ibraz olunan mahcuzun imali ve montajına ilişkin borçlu şirket ile imzalanan sözleşme tarihinin ise 08.08.2012 olduğu nazara alınarak, bu husustaki çelişkinin açıklığa kavuşturularak, gerekirse devir tarihinden sonra borçlu şirketin anılan sözleşmeyi hangi sıfatla imzaladığının 3. kişi şirket yetkilisine açıklattırılarak elde edilen bilgilerin, dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-