Mahkemece gerekçe bölümünde borçlu şirket ile 3. kişi şirketin ortaklarının, faaliyet alanlarının farklı olduğu, aralarında hiçbir hukuki ve fiili bağın mevcut olmadığı belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında ise davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verildiği, bu durum karşısında, hüküm ile gerekçenin çelişik olmasının doğru olmadığı-
İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği- Dava konusu haciz esnasında bir kısım menkullerin yanı sıra ....... TL değerinde altın haczedildiği, haczedilen altınların muhafaza altına alınmayıp yediemin olarak 3. kişi şirket yetkilisine bırakıldığının anlaşıldığı, mahkemece, altınlar yönünden takip dosyasında geçerli bir haciz bulunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekeceği-
Haciz adresinde şube olarak faaliyet gösterdikten sonra, faaliyetine son veren, ortakları ve faaliyet alanları arasında benzerlik bulunan şirketin,dava dışı bir şirket olduğu ve bu durumda mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olduğu, davanın 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Davacı 3.kişi şirket ortakları ile borçlu şirket ortakları arasında benzerlik olması tek başına karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı-
Banka'nın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Banka'ya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Banka'ya olan borcun varlığını koruması ve Banka'nın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi bankanın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemeyeceği-
İcra mahkemesince, dosyada ki mevcut duruma göre icra müdürlüğünün İİK 97. maddesi uyarınca, prosedürün işletilmesi talebinin reddi ile, İİK 99. maddesine göre işlem yapılması gerektiğinden bahisle, dosyanın icra müdürlüğüne gönderilmesine dair karar verilmesinin mümkün olduğu- Mahkeme gerekçesinde İİK 99. maddesine göre işlem yapılması gerektiğine dair bir kabul bulunmamasına rağmen, İİK 97/6. maddesine aykırı olarak 3. kişi yerine alacaklı tarafa dava açmak üzere süre verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, takibin talikine karar verilmesine rağmen, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı 3. kişiden teminat alınmasına karar verilmemesinin de hatalı olduğu-
Dava konusu yapılan haciz sırasında yetkili olduğunu beyan ederek 3. kişi şirket yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişi şirketin ortağı ya da yetkili temsilcisi olmadığının sabit olduğu, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı 3. kişi, borçlunun kardeşi olmakla birlikte, haczin borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmadığı, haciz sırasında borçlu hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan ticari sicil kaydı ve vergi kaydına göre borçlu ve 3. kişinin faaliyet adreslerinin farklı olduğu, haczin 3. kişiye ait işyerinde gerçekleştiği, bu durumda ispat yükünün İİK'nin 99. maddesine göre davacı alacaklıda olduğu, davacı alacaklı tarafından 3. kişi yararına olan karinenin aksi güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilemediğinden; davanın reddi gerekeceği-
Temyize konu olayda 3. kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu, davacı alacaklı tarafından iddia edilmesine rağmen, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye yeterli olmadığı, bu nedenle, öncelikle borçlu ve 3. kişi bünyesinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru çalışanların tamamının listesini gösterir SGK kayıtlarının getirtilmesi, Vergi Dairesi’ndeki kayıtlar üzerinden, haciz adresinde, haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin faaliyet gösterdiğinin araştırılması, davacı vekili dava dilekçesinde tanık deliline de dayandığından tanık isim ve adreslerini bildirmesi için süre verilmesi ve bildirilen tanıkların 6100 sayılı HMK'nin 234. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca dinlenip diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak sonucuna göre uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile 3. kişi şirket yetkili ve ortakları arasında akrabalık bağı bulunduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, 17.07.2014 tarihli haciz tutanağına göre haciz mahallinde borçluya ait evrak bulunduğu, 3. kişi şirketin borcun doğumundan sonra 11.04.2014 tarihinde kurulduğu, ticaret sicil cevaplarına göre 3. kişinin adresinin; borçlunun 08.04.2008 tarihinde tescil edilen ancak 12.05.2014 tarihinde değiştirilen adresi olduğu anlaşıldığından mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olup ispat külfetinin 3. kişide olduğu, karinenin aksinin 3. kişi tarafından ispatlanması gerekeceği, davanın alacaklı tarafından açılmasının ispat külfetinde değişikliğe neden olmayacağı, 3. kişinin davaya katılmadığı, delil sunmadığı, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekeceği-