İİK'nun 99/1. maddesi gereğince istihkak davası açması için alacaklıya süre verilmesi işleminin iptali ile, alacaklının dava açma yükümlülüğü ortadan kalktığından, davanın konusuz kaldığı, bu durumda mahkemece, dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nin 99/1. maddesi gereğince istihkak davası açması için alacaklıya süre verilmesi işleminin iptali ile, alacaklının dava açma yükümlülüğü ortadan kalktığından, davanın konusuz kaldığı, bu durumda mahkemece, dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun ortağı olduğu şirket ile üçüncü kişi şirket sicil kayıtlarına göre üç ay aynı adreste faaliyette bulunmaları, borçlunun oğlu kuruluş aşamasında üçüncü kişi şirketin ortağı ise de, üçüncü kişi şirket takibe dayanak bononun tanzim tarihinden önce kurulması, borçlunun ortağı olduğu dava dışı şirket ile üçüncü kişi arasındaki bağ ve borçlunun oğlunun bir dönem üçüncü kişinin ortağı olması hususlarının borçlu gerçek kişi ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğunun göstergesi olarak kabul edilmeyeceği- Haczin üçüncü kişinin ticaret sicilinde kayıtlı iş yeri adresinde yapıldığı, haciz sırasında borçlu hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığı, ayrıca borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunmadığının kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasına ilişkin davasının kabulü gerektiği-
Borçlu şirket ile 3. kişi şirketin faaliyet alanı sigortacılık olmakla birlikte, davalı 3. kişi şirketin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından verilen ruhsatnameler ile sigorta brokerlığı yaptığı, dolayısı ile borçlu şirket ile faaliyet alanlarının ayrı olduğu, borçlu şirketin kurucularından olan ...'nın borçlu şirketteki hissesini, borcun doğum tarihinden önce genel kurul kararı ile devrederek borçlu şirket ile bağının koptuğu, borçlu şirkette 745 hisseye sahip olan ...'in 3. kişi şirkette 30 hisseye sahip olması organik bağın varlığını göstermeyeceği gibi, haciz mahallinde borçlu şirketin yanı sıra dava dışı sigorta şirketlerine ait poliçelerin bulunmuş olmasının da karinenin borçlu lehine işletilmesi için yeterli görülmediği, 3. kişi lehine kabul edilmesi gereken mülkiyet karinesinin aksi alacaklı tarafından ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri anlaşılmış olduğundan, İK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davanın İİK mad. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Davalı 3. kişi tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilip delil bildirilmediğinden davalı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığını kabulü gerektiği- Davacı dava açtığı sırada 25,20 TL peşin harç yatırmış olup dava reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği 27,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili gerektiği-
Şirketlerin kuruluş tarihleri, hisse devirleri ve pay oranları göz önüne alındığında hissedarların aynı soyadını taşımaları bağın varlığını göstermeyeceği gibi, aynı alanda faaliyet gösteren şirketlerde bazı işçilerin değişik tarihlerde çalışmalarının veya hisselerini tamamen devrederek 3. kişi şirket ile bağını koparmış eski ortakların, borçlu şirkette sigortalı olarak çalışmaları şirketler arasında bağın olduğunu göstermeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından "borçlu şirket çalışanlarının 3.kişi şirkette ortak olduğu" iddia edildiğinden, borçlu şirketin çalışanlarını gösterir dosyada eksik olan kayıtlarının getirtilmesi, ayrıca "3. kişi ortakları, borçlu şirket ortaklarından olduğu" iddia edildiğinden, anılan şahsın hangi tarihlerde nerede çalıştığının tespiti için kayıtların istenmesi, öte yandan 3. kişi "hacze konu malların tamamına yakınını icra takibinde açık artırmada satın alındığını" iddia ederek buna ilişkin menkul mal satış tutanağı sunmuş olduğundan, ilgili ihaleye ilişkin tüm evrakların getirtilmesi, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile dava konusu mahcuzlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihaleden satın alınan menkullerin hacizli menkullere uygun olup olmadığının saptanması, yine ihale bedelinin ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, davacı tacir olup ticari defter tutmakla yükümlü olduğundan, ticari defterlerin (açılış ve kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) ve varsa faturaların istenerek hacze konu mahcuzların davacının envarterinde kayıtlı olup olmadığının bilirkişi incelemesi ile tespiti gerektiği-
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu- Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabileceği- İİK'nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin işletmenin devrini sakatlamayacağı-
Mahkemece, davacı üçüncü kişinin, haczin yapıldığı yerde 2006 yılından beri faaliyette bulunduğu, ticaret sicil kaydı ile elektrik, telefon, doğalgaz aboneliklerinin de bu durumu doğruladığı, borçlunun ise farklı bir yerde faaliyet gösterdiği, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, ispat yükü altında olan alacaklının mülkiyet karinesinin aksini kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesinin yerinde olduğu-