Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve protokolden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemi- Davaya konu parsellerden ... parsel sayılı taşınmazda davacı-karşı davalı yüklenicinin hissesi bulunmadığından, mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak denetime elverişli rapor alınıp, karara en yakın tarih itibariyle bu parsel sayılı taşınmazın 10/100 hissesinin rayiç bedelinin belirlenmesi ve TBK’nın 97. maddesi uyarınca davacı-karşı davalıya göre depo ettirilmesi, depo edildikten sonra birlikte ifa kuralı gereği karar verilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesinde yaklaşık maliyetin gerçek değerinin hesaplanmasından doğan alacak, hak edişten ödenmeyen bakiye alacak ve iş artışı sonucu ortaya çıkan alacakların tahsili istemleri- Yaklaşık maliyete ait hesap cetveli ve eklerinin ihale dokumanı ve sözleşme eki olmadığı, davalı idare tarafından ihale öncesi davalı idare tarafından hazırlanan bir belge olduğu, sözleşme ve ekleri gibi yükleniciyi bağlayan bir yönünün bulunmadığı dolayısı ile yapı yaklaşık maliyetine bağlı olarak yüklenicinin bedel istemesinin mümkün olmadığı, davacının dava dilekçesinde; yeni yaklaşık maliyet bedeli üzerinden doğan ... TL, hakedişte ödenmeyen ..TL ve idare tarafından tek taraflı hazırlanan iş artışı sonucu oluşan ve ödenmeyen ..TL'nin tahsilini talep ettiği, fiyat farkına yönelik bir talebinin bulunmadığı ve dava dilekçesinde talep edilmeyen kalemlerin ıslah ile talep edilemeyeceği- Son hak edişe iş artışının girmediğinden, hak edişe girmeyen iş artışının hak edişe itiraz olmadığından bahisle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Davacı ıslah dilekçesinde talep ettiği alacağın hangi kalemlerden kaynaklandığını belirtmediği gibi miktarlarını da göstermediğinden, davacının ıslah ile talep ettiği toplam alacak miktarının hangi kalemlerden oluştuğu ve miktarlarının açıklattırılması gerektiği-
Eser sözleşmesi gereği kesilen nakdi teminatın iadesi istemi- Fesih ve İbra Protokolünde nakti teminatın ya da nakti teminat yerine verilecek teminat mektubunun bir sene sonra iade edileceğinin düzenlenmediği-  Nakti teminatın, davacı çalışanlarının işçilik hakkı alacaklarını davalıdan talep etmelerine karşılık davalıda kalmasına karar verildiği anlaşılmış olup taraflar arasında aktedilen sözleşme, karşılıklı mutabakat ile feshedildiğinden sözleşme maddelerine göre inceleme yapılmaması ve protokolün esas alınması gerektiği- Davalı, davacının işçilerinin kendilerine dava açtıklarını, belirli ödemeler yapıldığını ve derdest davalar olduğunu, davacı ise davalı tarafından sunulan dosyalardaki çalışanların sigortalı çalışanları olmadığını ileri sürmesine rağmen mahkemece, nakti teminatın iade edilmemesi nedeni olarak gösterilen dosyalar celp edilerek belirtilen dosyalardaki işçilerin davacı çalışanı olup olmadığı, davacı çalışanı ise davaların iş bu dava konusu sözleşme kapsamındaki işçilik alacakları için açılıp açılmadığı, davacı çalışanları ve dava konusu sözleşme kapsamında açılan davalar ise ödenen bedelin ne kadar olduğu araştırılmadan sözleşme ve fesih protokolündeki teminatın iade şartları oluşmadığı, zamanaşımı süresince de işçilerin davalar açabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece davalının delil olarak sunduğu dava ve icra dosyalarının aslının ya da onaylı örneklerinin celp edilerek, dosyalardaki kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı, işçilerin nakti teminat kapsamındaki dava konusu sözleşmeye yönelik işteki alacakları için dava açıp açmadıkları araştırılıp davacı çalışanı değilse ya da dava konusu sözleşme kapsamındaki işçilik alacağı için açılan bir dava yok ise davanın kabulüne, davacı çalışanı ise ve dava konusu sözleşmeden kaynaklı açılmış kesinleşen ve derdest dosyalar var ise hep birlikte değerlendirilip davalının iade etmesi gereken nakdi teminat olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı- Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucu ve borçlunun zararının faizi aşan bölümü olduğu- İlk açılan davada, davacının davanın açıldığı tarihe kadar sözleşmeden kaynaklanan munzam zararını talep ettiği, bu davada ise zararının diğer görülen dava ile karşılanamayacak derecede fazla olduğunu ve bu zararın talep edildiği, bu suretle her iki davanın talep sonucunun ve dava konularının aynı olması nedeni ile tarafları, dava sebebi ve dava konusu aynı olan ve kesin hükme bağlanan önceki davasında verilen hükmün bu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği- Önceki dosyada verilen fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile eksik yapılan ödemeden yıllara göre fiyat artışının uygulanmayışından dolayı zararlarının saklı tutulması ile ilgili taleple ilgili olarak fazlaya dair davacı talebinin reddine ilişkin kararının kesin hüküm niteliğinde olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan alacak istemleri- Yüklenici tarafından açılan asıl davada yüklenici arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye etkili feshine, inşaat maliyetinin, yükleniciye düşen ve haksız olarak kiralanan, kullanılan ya da satılan yerlerin kira bedelinin, sözleşmede belirlenen cezai şartların, sözleşmede yer alan ve inşaatın yapılmasını engelleyen arsa sahiplerinin ödemek zorunda oldukları kira bedellerinin, yükleniciye isabet eden yerlerin maliyeti ile satış değeri arasındaki net farkın hesaplanarak faizi ile birlikte arsa sahiplerinden tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında verilen tefrik kararında; Yargıtay ilamı ile zamanaşımı def’inde bulunan ve haklarında açılan dava reddedilen davalıların usuli kazanılmış haklarının korunması gerektiği belirtilerek hüküm bozulduğundan, mahkemece tefrik kararı vermiş olup, temyiz konusu tefrik edilen dosya ile yüklenicinin sözleşmenin feshi ile fesihten doğan alacağının tazmini için açtığı asıl dava dosyası arasında davaların konusu ve tarafları bakımından maddi ve hukuki bağlantı var olduğu, sözkonusu davalarda aynı sözleşmeden kaynaklanan taleplerde bulunulduğu, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmakla, davaların birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararlar çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunduğu-
Yapımını üstlendiği inşaat projesinin elektrik ihtiyacını karşılamak için davacı şirket tarafından inşa edilen ve sonrasında davalı dağıtım şirketine devredilen dağıtım tesisi için yapılan giderin tahsili istemi- Davacı yükleniciye geçici kabul tarihinden sonra peyderpey taksitler halinde ödeme yapılacağı- Davacıya hiç ödeme yapılmadığı gibi iş bedeli ödemelerinin tarihlerinin de belirlenmediği- Alacak muaccel olmadığı sürece alacaklıdan alacak hakkını talep etmesi beklenemeyeceğinden alacak muaccel oluncaya kadar zaman aşımı işlemeyeceği- Uyuşmazlığının hukuki niteliğinin eser sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davalı dağıtım şirketinin sorumluluğunun eser sözleşmesi hükümleri uyarınca belirlenmesi gerekirken, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesinde hata yapılması, ayrıca yanılgılı değerlendirme ile sebepsiz zenginleşme hükümleri değerlendirilerek yapılan masrafın güncellenmiş bedelinin tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu- Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından dosyanın yargılama yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesine gönderilmesinin uygun olduğu-
Eser sözleşmesi uyarınca ayıp nedeniyle iş bedelinin iadesi istemi- Mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak doğacağı- Mahkemece uyulan bozma ilamına göre; eserin kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı olup olmadığının, varsa ayıbın derecesi ile TBK m.475e göre eser sahibine tanınan haklardan hangisinin kullanılması gerektiğinin, eserin reddi gerektirmeyecek derecede ayıplı olması halinde "çoğun içinde az da vardır" ilkesi gereği bedel indirimi yapılıp yapılmayacağı hususlarının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olduğu- Bilirkişi raporunda, mobilyaların eserin reddini gerektirecek ölçüde ayıplı olmadığı, yüklenicinin camlı dolabın arka panel ve raflarının istenilen şekilde teslimi ve montajı, müdür masasının üst camının teslimi ve masanın istenildiği gibi mobilya kısmının siyah lakeye çevrilmesiyle sorunun çözülebileceği, şayet bunlar olmayacaksa 1.500,00 TL bedel indirimi yapılması gerektiği belirtilmiş olup mahkeme tarafından bilirkişi tespiti doğrultusunda mobilyaların eserin reddini gerektirecek derecede ayıplı olmaması nedeniyle uyulan bozma ilamında da belirtildiği gibi çoğun içinde az da vardır ilkesi uyarınca bilirkişi tarafından tespit edilecek bedel indiriminin tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemi- eBK. m. 83 gereğince, konusu para olan borcun memleket parası ile ödeneceği düzenlendiğinden, mahkemece davacının haksız fiil sonucu uğradığı zarar hesaplattırılıp, davacı tarafından dava dışı sigorta şirketinden tahsil edilen bedel düşüldükten sonra kalan miktarın Türk Lirası cinsinden tahsiline karar verilmesi gerektiği- Bozma ilamına uyulmakla bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturacağı-  Bozma ilamında belirtildiği şekilde "davacının haksız fiil sonucu uğradığı zararla ilgili olarak, konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması, hasar tarihindeki zararın TL olarak hesaplattırılıp, dava dışı sigorta şirketinden tahsil edilen bedel düşüldükten sonra, kalan miktarın TL cinsinden tahsiline karar verilmesi ve davalı Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan harçla sorumlu tutulmaması" gerekirken, bozma ilamına uyulmasına rağmen usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilmeden ve bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor da alınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu-  "Bozma kararı maddi hataya dayandığından bu karara uyulması usuli kazanılmış hakkın istisnalarından olması nedeniyle mahkemece usul ve yasaya uygun şekilde hüküm kurulduğu gözetilerek kararın onanması gerektiği" görüşünün kabul edilmediği-
Yargılama sırasında dava konusu taşınmazlarının değerinin belirlenmesi üzerine davacı vekili tarafından bu miktar üzerinden harç tamamlanmış, davacı tarafından sözleşmenin feshedildiği belirtilen tarihten itibaren aylık 60.000,00 TL olmak üzere dava tarihinden sonrasını kapsayacak şekilde toplamda seksen ay üzerinden ecrimisil talebinde bulunulduğu, bu durumda davacının dava tarihinden sonraki dönem içinde kalan ecrimisil talebi erken açılan dava niteliğinde olup, dava tarihinden sonraki döneme ilişkin ecrimisil talebinde bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı- Davacının sözleşmenin feshedildiğini belirttiği tarihten dava tarihine kadar geçen süre içerisinde ecrimisil talebinde bulunmasında hukuki yararı olduğunun kabulü ile bu dönem içerisinde kalan ecrimisil talebi hakkında verilen red kararı nedeniyle davalı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi, davacının dava tarihinden sonraki dönemi kapsayan ecrimisil talebi hakkında ise karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti tayini gerektiği- Reddedilen ecrimisil talebi yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacının sözleşme konusu işi süresinde bitirmemesi gerekçesiyle 1 yıl süre kamu ihalelerinden yasaklanmasına dair işlemin hukuka uygun bulunması sebebiyle davacının yasaklama işleminden kaynaklanan munzam ve manevi zarar istemlerinin de yerinde olmadığı-