Tapu kayıt davalarına yönelik mahkeme kararları İİK'nın 28. maddesi gereğince Tapu Müdürlüğü'ne re'sen gönderildiğinden davacı yanın ihtiyati tedbir talep etmekte artık hukuki bir yararının bulunmadığı, davacı vekilinin mahkemenin ......... ve ............ tarihli oturumlarında verilen depo kararlarının kaldırılması taleplerinin reddine yönelik itirazı yönünden yapılan incelemede ise; sözü edilen ara kararların istinaf edilebilen ara kararlardan olmadığı, sözleşmede davacıya 7 no.lu daire verilmesi kararlaştırılmasına rağmen fiiliyatta 6 no.lu dairenin verildiğinin tarafların kabulünde olduğu, mahkemece dosya kapsamında bulunan davalı şirket yetkilisi tarafından davacının eşi ..............'a banka aracılığıyla gönderilen .............. TL'lik ödeme dekontu, dosya kapsamındaki deliler ve tanık beyanlarının değerlendirilmesi suretiyle; davacı yanın iddiasının hayatın olağan akışına ve dosya kapsamına daha uygun olduğu, tanık beyanlarına göre davalı yanca davacının eşi ...........'a gönderilen paranın davalı yüklenici şirketin sözleşmenin "İşin Süresi, Başlama ve Bitirme Tarihi" başlıklı 5. maddesi gereğince taşınmaz üzerinde inşaata başlayabilmek için davacının eşi tarafından çekilen kredi nedeniyle banka lehine konulan ipoteğin tapu kaydından terkini amacıyla gönderilen para olduğu belirtilerek, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğunun kabulü gerekeceği-
Hükme esas bilirkişi raporunda blok yerlerinin değişmesinin dairelerin değerine olumlu ve olumsuz bir etkisinin olmadığı, davalı arsa sahibinin sözleşmeye göre alması gereken daireler ile almış olduğu daireler ve blok yerlerinin değişmesinden dolayı herhangi bir zararının olmadığı ve davacı yüklenicinin sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği, yüz ölçüm bazında davalının bir zararının olmadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile C Blok zemin kat 1 no.lu bağımsız bölüm, C Blok zemin kat 2 no.lu bağımsız bölüm ve D Blok zemin kat 18 no.lu bağımsız bölümde davalı adına kayıtlı olan hisselerin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşme dışı ilave imalâtların bedellerinin hesabında şartnamenin 21. ve 22. madde hükümlerinin değerlendirilmesi zorunlu olduğu halde imalat bedelinin yüzdelik oran belirlenmeksizin sadece sözleşme fiyatlarıyla hesaplanması ve mahkemece de dava tarihi itibariyle belirlenen bedele ilişkin yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının YİGŞ'nin 21. ve 22. maddesine uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden, hüküm tesisine elverişli olmayan müstakil olarak düzenlenen rapora göre verilen kararın doğru olmadığı, o halde mahkemece yapılacak işin, 6100 Sayılı HMK 279.maddesi hükmüne uygun olarak kurul halinde alanında uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınarak YİGŞ 21. ve 22. maddelerine uygun olarak hesaplanan sözleşme dışı yapılan fazla iş imalat bedeline hükmedilmesinden ibaret olacağı-
Davalı tarafından ...............Asliye Ceza Mahkemesinin ................ esas sayılı ceza davasının ....................... tarihli duruşma beyanıyla "sözleşmeden haberim yoktur, aradaki sözleşme benim bildiğim kadarıyla sözlü idi ancak ................'ın yapmış olduğu yazılı sözleşmenin içeriğinden haberim yoktur, yine sözlü olarak vefat eden .............. bedel alma karşılığında daire almaktan vazgeçti, kendisine 65.000,00TL'yi nakit olarak elden verdim, buna ilişkin herhangi belge almadım, sanık .........'a benim adıma sözleşme yapması için yetki vermedim, ancak daha önceden başka konularda yetki vermiştim", beyanı ile ................. tarihli duruşmada "biz arsayı satış vaadi ile aldık,.." beyanında bulunduğu, bağımsız bölümün davacıların murisi ............'un ölümüne kadar kullanımına müsade edilmesi, dava dışı ......... ile davalı .............. arasındaki akrabalık ilişkisi gözönüne alındığında taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya işlerlik kazandırmak ve sözlü anlaşmanın ifası maksadıyla taşınmazın satış şeklinde bağlantılı olarak davalı yükleniciye devir edildiği, davalının ceza yargılamasında dolaylı olarak davacı iddialarını doğrulaması, öte yandan davalı ................'in murisin bedel alma karşılığında daire almaktan vazgeçtiği beyanına göre savunmasını ispatlayan delil sunulmadığı, dava dosyası ve ceza dosyası kapsamına göre davacıların murisi ile davalı arasında sözlü kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı halde taahhüt edilen dairenin muris adına devredilmediği olgusunun aksinin ispat yükü düşen davalı tarafından ispatlanamadığı, mahkemece davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Davacı şirkete ait otelin içerisine davalı şirket tarafından yapılan granit mermerlerin yapımında ................ Sulh Hukuk Mahkemesinin ................... Değişik İş numaralı dosyasında alınan inşaat bilirkişi raporuna göre doğrudan ayıptan bahsedilmese de davalı şirketin kusurundan bahsedilebileceğinin belirtildiği, bozma sonrası ayıbın olup olmadığına ilişkin daha yetkin bir heyet kurulması suretiyle dava konusu granit mermerlerin olduğu yerde keşif icra edildiği, 1 İnşaat Mühendisi, 2 Maden Mühendisi ve 1 Fikri Ve Sınai Mülkiyet Alanında uzman hukukçu bilirkişinin gerek ............... tarihli raporları gerekse ek raporlarında granit mermerlerin yapımında herhangi gizli veya açık bir ayıptan bahsedilemeyeceğinin belirtildiği, bunun üzerine delil tespiti esnasında alınan rapor ile mahkememiz tarafından alınan bilirkişi raporlarındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla tekrar farklı kişilerden oluşacak heyet huzurunda keşif icra edildiği, 2 maden mühendisi, 2 inşaat bilirkişisi ve 1 mali müşavir heyetinden oluşan bilirkişi kurulunun ................... tarihli bilirkişi heyet raporunda da granit mermerlerin yapımında gizli veya açık bir ayıptan bahsedilmeyeceğinin belirtildiği, alınan her iki bilirkişi heyet raporunun da ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olmaları sebebiyle hükme esas almaya değer oldukları, davacıya ait otelde davalının yaptığı eserde herhangi bir ayıp tespit edilemediği için davacının ispat külfetini yerine getiremediği anlaşılarak davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının 6100 sayılı HMK’nın 111. maddesine göre tapu iptal ve tescil istemi yönünden terditli dava açtığı, terditli istemlerde ilk talebin değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, inşaatın tamamlanarak iskan alındığı da dosya kapsamından anlaşıldığından, her ne kadar arsa sahiplerine verilecek daireler sözleşmeye göre belirlenmiş değil ise de, yüklenici elinde davacıya teslim edilebilecek daire var ise davacının daire veya bedelini istemek konusunda seçimlik hak kullanabileceğinin kabulünün gerektiği, davacıya bu hak tanınmadan tapu iptal ve tescil isteminin reddinin hatalı olduğu, ayrıca Sözleşmenin 2. maddesinde yer alan “arsa sahibi ............... varisleri 150 m² lik borçlarını m² si 100 Euro‘dan diğer bütün arsa sahipleri ile anlaşma yapıldıktan sonra ödeyeceklerdir” düzenlemesi gereği arsa sahiplerince ödenmesi kararlaştırılan 15.000,00 Euro’nun ödenmediği gerekçesi ile belirlenen daire bedelinden mahsup edilerek hüküm verilmiş ise de, dosya kapsamında mevcut ............. tarihli davalı ................. A.Ş. imzalı ve kaşeli tutanakta .............’ın vereceği 5.000,00 Euro’nun talep edilmeyeceği belirtilmesine rağmen bu miktarın da mahsup edilerek hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Bozma ilamına uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre sözleşme gereği arsa teslim tarihi ile dava tarihi arası hesaplanan 15.633 TL kira bedeline yönelik talebin kabulüne, birleşen dava yönünden ise sözleşme ile kararlaştırılan teslim tarihi olan .............. tarihine kadar sözleşmenin 15. maddesi gereği hesaplanan 4.333,33 TL, sonrasının ise teslim tarihi (iskan tarihi) veya teslim gerçekleşmemiş ise dava tarihine kadar sözleşmenin 6. maddesi gereği hesaplanan 58.122,60 TL kira bedelinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin iskan şartına bağlı olması ve iskanın dava tarihi itibari ile henüz alınmamış olması sebebiyle kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Yükleniciye devredilen pay avans niteliğinde olduğundan yüklenicinin edimini yerine getirmediği durumlarda ondan pay devralan üçüncü kişilerin hak sahibi olmaları mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu-
İmar planının iptali istemiyle ................. İdare Mahkemesine 2011 yılında dava açıldığı, davalı belediyece yapılan ihale sonucu davacı ile yapım işi için 29.07.2013 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşme ve ekleriyle ihale evraklarında sözleşme ve ihale tarihinden önce açılan iptal davası ile ilgili bir bilgi ve kayıt bulunmadığı, davalı belediyece de yüklenici iş ortaklığının iptal davasından haberi olduğunun iddia ve ispat edilmiş olmadığı, davalı belediyenin sözleşmenin imzalanmasından sonra 07.07.2014 tarihinde sözleşme konusu işin yargı sürecinin beklenilmesinin uygun olacağını belirterek, işin durdurulmasını yüklenici iş ortaklığından istediği, davalı belediye tarafından idare mahkemesinde açılan iptal davası ile ilgili daha önceki bir tarihte yükleniciye bilgi verilmediğinin anlaşıldığı, o halde davalı belediyenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine sebebiyet verdiği anlaşıldığından, davacının talep edebileceği tazminatların belirlenerek uzman bilirkişi kuruluna hesaplama yaptırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Somut olay incelendiğinde dava dilekçesinde ve dilekçenin "Sonuç ve İstem" kısmında sözleşme dışı iş bedeli ile ilgili bir talep yer almadığından, mahkemece davada sözleşme dışı iş bedeli talep edilmediği halde sözleşme dışı iş bedelinin hüküm altına alınmasının HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu- Dosya kapsamında davalının sözleşmeye aykırı eylemleriyle zarar arasındaki illiyet bağının varlığını kabule elverişli ve yeterli deliller sunulmamış olup, buna rağmen mahkemece illiyet bağının varlığı kabul edilerek davacının tazminat taleplerinin hüküm altına alınmasının doğru olmadığı- Mahkemece HMK 'nın 281/3 maddesi uyarınca, maddi gerçeğin ortaya çıkması için yeniden seçilecek metraj, maliyet, yol alt yapı işleri ve kesin hesap konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan, sözleşme ve ekleriyle taraflarca sunulan tüm deliller, önceki bilirkişi raporu ve ek raporu ile bu raporlara yapılan itirazlar da değerlendirilerek gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak kesin hesabın bilirkişilere çıkarttırılması, kesin hesap çıkartılırken davacı yüklenicinin idareye sunduğu kesin hesap hak edişinde yüklenici alacağının 3.241.778,60 TL olarak belirlendiğinin dikkate alınması, davalı vekili temyiz dilekçesinde davalı belediyenin Giderler Müdürlüğünce "henüz taraflarına iletildiğini" belirterek temyiz dilekçesi ekinde 5 adet temlikname sunduğundan, bu temliknameler de incelenip değerlendirilerek davacının kesin hesap alacak talebi ile ilgili olarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği- Sözleşmenin 4. maddesinde belirtildiği gibi, taraflar arasında kesin hesap uyuşmazlığı doğduğundan ve uyuşmazlık mahkemece tayin olunacak bilirkişi kurulu tarafından düzenlenecek kesin hesap sonucuna göre çözümleneceğinden, bilirkişilerce yapılacak kesin hesap sonucuna göre ve sözleşmenin 32. ve Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi'nin 45. maddesindeki teminatın iadesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasından sonra, davacının irat kaydedilen teminat mektubu bedelinin iadesi talebiyle ilgili bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle teminat mektubu bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece hüküm altına alınan alacağa 23.07.2012 geçici kabul onay tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olup, geçici kabulün yapılması ve onaylanmasının hüküm altına alınan alacaklar yönünden borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, mahkemece davadan önce faiz başlangıcına esas olacak bir temerrüt ihtarnamesi veya kesin vade bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm altına alınan alacağa geçici kabul onay tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru olmadığı-