Taraflar arasında tanzim edilen sözleşme satış vaadi sözleşmesi olup bu sözleşmenin niteliği gereği ileriye etkili feshinin talep edilemeyeceği- Taşınmazın inşaat seviyesinin %42,90 olduğu, taşınmazın teslim edilmediği, gecikme nedeniyle kira bedeli ve eksik işler nedeniyle dava tarihi itibariyle eksik iş bedelini talep edebileceği ancak geç teslimden dolayı davacının kişilik hakkının zedelendiğinden bahsedilemeyeceğinden bu sebeple manevi tazminat talep edemeyeceği-
Dava konusu işlerin teslim edildiği 2013 yılından, icra takibinin yapıldığı 08.04.2019 tarihine kadar kanunda öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi gerçekleştiğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Hatalı hukuki değerlendirme ile "yapılan işin bir eseri meydana getirmek olmadığı, işin tamirat tadilat olduğu, bu nedenle 5 yıllık zamanaşımı süresinin olayda uygulama alanının bulunmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sözleşmenin haklı olarak feshi halinde, istenen menfi zarar isteklerinde “kaçırılan fırsat” esasına göre hesaplama yapılması gerektiği- 'Kaçırılan fırsat'ın, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan eser sözleşmesinin haklı olarak feshedilmesi durumunda feshedenin uğradığı zararları talep edebilmesi olduğu ve sözleşmenin yapılmaması halinde uğranılamayacak zarar olarak ortaya çıktığı- 'Kaçırılan fırsat'ın, yüklenicinin sözleşmesine göre yapımını üstlendiği halde yapmadığı işin makul süredeki yeniden yapım bedeli ile sözleşmenin yapıldığı tarihte kendisinin sözleşme ilişkisine bağladığı teklife en yakın alınabilecek teklif fiyatı arasındaki farktan ibaret olduğu- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geriye etkili feshinde, sözleşmede kararlaştırılan ifaya ekli ceza niteliğindeki ceza koşulları, gecikme tazminatı gibi müspet zarar kapsamındaki zarar kalemlerinin kural olarak istenemeyeceği; bunların istenebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş olması ya da fesih halinde dahi talep edilebileceğinin sözleşmede kararlaştırılmış olması gerektiği- "El atmanın önlenmesi davasının geri alınması" niteliğindeki beyana karşı tarafça muvafakat edilmediğinden baki olan bu istek hakkında taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden peşin harç ikmali de yapıldığı halde, olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının usulen doğru olmadığı- Yüklenici tarafından arsa sahibine peyder pey ödenmesi gereken bedelin belirlenen tarihlerde ödenip ödenmediğinin ve sözleşmedeki "aşamalı devir" hükmü gereğince; %25'i sözleşmenin imzalanmasını müteakip, %20'si yapı ruhsatı alındıktan sonra, kalan %55'i de inşaatın aşamalarına göre yükleniciye peyder pey verilmesi gereken arsa paylarının ve bağımsız bölümlerin devirlerinin yapılıp yapılmadığının ve yapıldıysa bu devirlerin zamanında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, söz konusu devirlere arsa sahibi aleyhine açılan tapu iptali tescil davasının ve bu davada verilen ihtiyati tedbir kararının etkisinin ne olduğunun, süresinde devir olmadığı takdirde yüklenicinin bunları arsa sahibinden talep edip etmediğinin belirlenmesi gerektiği-
Davalı yükleniciye ruhsata aykırılıkların giderilmesi için süre ve yetki verilmesine rağmen, bu konuda herhangi bir başvuru yapılmadığı, ruhsat ve eklerine aykırı olarak inşa edilen yapının mevcut hâliyle ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı, davaya konu parsele ilişkin imar plan değişikliği yapılmadan yapının yasal hâle getirilemeyeceğinin tespit edildiği- Yapı kayıt belgesinin yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerli olduğu ve yapının kullanılmasına ilişkin geçici bir statü sağladığı- Yükleniciye ruhsata aykırılıkları gidermesi için süre verilip fırsat tanınmasına karşılık yüklenici edimini ifa etmediğinden ve alınan yapı kayıt belgesi binayı imara uygun hâle getirmeyeceğinden, mahkemece yeniden yapı kayıt belgesi alınmak suretiyle binanın yasal hâle getirilip getirilmediğinin araştırılmasının (kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ve davalılar adına kayıtlı payların tapusunun iptali ile veraset ilâmındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline ilişkin davanın) sonucuna etkili olmayacağı-
Davalı ile akrabalığı ve 3 no.lu bağımsız bölümün davacıya ait olduğunu bildiği hususlarının ispatlanamadığı, hakkın kazanılmasında asıl olanın iyi niyetin varlığı olduğunu, aksini iddia edenin ispatla mükellef bulunduğu, dosya kapsamına göre davalının kötü niyetinin ispatlanamadığından tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet hakkını kazanan kişi konumunda olduğu, bu itibarla aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulünün mümkün bulunmadığı, aynı zamanda davacının 3 no.lu bağımsız bölümün tescilinin mümkün olmaması halinde yerine 7 no.lu bağımsız bölümün tescilini talep etmesinin de hukuken dinlenebilecek bir dava olmadığı, zira 7 no.lu bağımsız bölümün binadaki nitelik ve özelliklerinin ve değerinin çok farklı ve fazla olduğu, sözleşme uyarınca da 3 no.lu bağımsız bölüm yerine edim ifası şeklinde değerlendirilemeyeceği, davacının ancak geçerli sözleşmeye dayalı olarak kendisine verilmesi gereken taşınmazın dava tarihindeki kaim bedelini talep edebileceği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olarak hazırlanan ve dosyaya sunulan bilirkişi raporu içeriğine göre de dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin de 90.000,00 TL olduğu belirtilerek tapu iptali tescil davasının reddine, alacak talebinin kısmen kabulü ile 90.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi- Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmasının zorunlu olduğu- Davacının bakiye iş bedeli talebi ile komisyon raporu ile yapılan kesintinin iadesi talebi hakkında verilen kararlar kesinleştiğinden, bu talepler bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve sözleşme kapsamında yapılan fazla imalat bedeli için taleple bağlı kalınarak .. TL’ye, sözleşme kapsamında yer almayıp yaptırılan ilave iş bedeli için ise.. TL’ye hükmedilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi- Bozma ilâmına uyulduğuna göre bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulü kazanılmış hak oluşturacağı- HMK m. 281/3 uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK m. 266ya göre yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan bozma ilâmında belirtilen hususlar da dikkate alınarak, dosyada bulunan tüm bilirkişi raporları değerlendirilerek ve aralarındaki çelişki de giderilerek hazırlanacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, işin eksik ve ayıplar gözetilerek fiziki tamamlanma oranının bulunup, bu oranı sözleşme bedeli olan KDV dahil 419.420,00 TL olan götürü bedele uygulamak suretiyle yüklenicinin sözleşme kapsamında hak ettiği iş bedelini bulmak, ödemeler bakımından ise, takip tarihine kadar olan ödemeleri açık şekilde tespit edilmesi ve takip tarihinden sonra ancak dava açılmadan önce yapılan kısmi ödemelerin 818 s. eBK m. 84 gözetilerek öncelikle ödeme tarihine kadar işlemiş faiz ve icra masraflarından kalanı da asıl alacaktan mahsup edilmek sureti ile davacının icra takip tarih itibari ile isteyebileceği alacak miktarını bulmak, davalıların dava tarihinden sonra yaptığı ödemeler ve miktarları araştırılıp bu ödemelerin tarih ve miktarları gösterilerek icra müdürlüğünce infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı eksik ve kusurlu imalat bedeli ile gecikme tazminatı istemi- Zamanaşımının hangi tarihten itibaren işlemeye başladığı kararın gerekçesinde değerlendirilip açıklanmaksızın, ıslah tarihi itibariyle davacının eksik ve kusurlu imalata ilişkin talebinin zamanaşımına uğradığı belirtilerek ıslahla talep edilen alacağın zamanaşımından reddine karar verilemeyeceği- Dava dilekçesi ekinde sunulan yapı kullanma izin belgelerinden inşaatın bir kısım bağımsız bölümlerine kısmi kullanma izni verildiği görülmekte olup, normal dairelerin dubleks daireye çevrilmesi işinin ve dolayısıyla dubleks iki dairenin mevcut haliyle yasal olduğu anlaşıldığından, kat irtifakı kurulmasına esas belgeler ve kat irtifak tapuları bulunmadığından, sözleşmede kararlaştırılan dışında iki adet bağımsız bölümün yapım şeklinin proje ile değiştirilerek dubleks olarak inşa edildiği ve bu bağımsız bölümlerin yükleniciye verildiği anlaşılmakla mahkemece proje ve kat irtifakına esas belgeler getirtildikten sonra, hükme esas raporu düzenleyen bilirkişilerden ek rapor alınarak sözleşmedeki paylaşım oranının arsa sahipleri aleyhine değişip değişmediği belirlenerek karar verilmesi gerektiği- Dış duvarlarda yalıtımlı tuğla kullanılmadığı iddiasına dayalı olarak enerji kaybı bedeli talep edildiğinden, mahkemece mahallinde, hükme esas raporu veren bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak yöntemine uygun şekilde yapılacak inceleme ile duvarlarda yatılımlı tuğla kullanılıp kullanılmadığı belirlenip sonucuna göre davacının talebi ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmenin geriye etkili feshi, binanın yıkılması, yıkım masrafları ve alacak istemi- Davacı yüklenici tarafından bozma ilamında belirtildiği şekilde tadilat projesi ve ruhsatı alınarak inşaatın yasal hale getirildiği ve inşaata yapı kullanma izin belgesinin alındığı sabit olup, bu suretle yüklenici edimini yerine getirmiş olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıklanan, sözleşmedeki %50 paylaşım oranına uyulmaması, işçilik hataları, yatak odasının kör cepheye yerleştirilmesi, çatı katında yer alan kapının küçük yapılması v.s. gibi sözleşmeye aykırılıklar ile ilgili olarak davacının ayrıca dava açarak talepte bulumasının mümkün olduğu- Davalı yüklenicinin tadilat projesi ve ruhsatı alarak inşaatı yasal hale getirmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile sözleşmenin feshine, binanın yıkılmasına ve yıkım masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu-
TBMM tarafından yapılan Kameralı Güvenlik Sistemi İhalesine katılım amaçlı sözleşme nedeniyle sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi, teslimde gecikme, kur farkı ve süresinde tahsil edilemeyen hakediş alacaklarından dolayı uğranılan menfi ve müspet zarar ile manevi tazminatın davalılardan tahsili istemi- Sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince sözleşmesel edimlerin yerine getirilmemesinden ayrıca bir taahhütte bulunulmamış ise sözleşmenin tarafları sorumlu olup, davacı davalının ürünlerin ve yazılımların temini konusunda ayrıca taahhüdü bulunduğunu ispatlayamadığı- Davacı tarafça bankadan kullanılan kredinin salt davalı tarafından taahhüt edilen işlerin finansmanı için kullanıldığı, bu davalının taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle kredinin yapılandırılmak zorunda kalındığı bu nedenle zarara uğranıldığı ispatlanamadığı- Davacı gecikmeli de olsa ihale ile üstleniği işi tamamlamış olup salt gecikme nedeniyle bir kısım zararlarının oluşmasının manevi olarak zarara uğradığını ispata yeterli olmadığı-