Kaza yerini terk etmek yönünden haklı bir neden bulunmadığı, araç sürücüsünün kaza yerinde fotoğraf çekmediği, kazanın hemen ardından davalı sigorta şirketini haberdar etmeyip kazadan 6 ay sonra davalıya hasarın ödenmesi için başvuruda bulunduğu, çekici kullanmadan olay yerinden ayrıldığı uyuşmazlıkta, davacıya ait araç sürücüsünün kaza yerini zorunlu nedenlerle terk ettiği dolayısıyla zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispat yükü davacı sigortalıda olup, dosyadaki mevcut deliller ile hasarın teminat kapsamında kaldığı ispatlanamadığından, davanın tümden reddi gerektiği-
Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu- Davalı alacaklının, alacağının, gerçek bir alacak olduğunu birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekeceği- Mahkemece 'delil avansının kendisine ispat yükü düşmeyen davacı tarafından yatırılmamış olduğu'ndan bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescili istemine ilişkindir... Davada temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddeleri gereğince davacılar tarafından kanıtlanması gerekir. Dava dilekçesindeki iddialar bakımından ispat yükünün davalı tarafa yüklenmesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığı ve temlikin muvazaalı olduğuna dair dosya içerisinde yeterli delil bulunmadığı, davacıların iddialarını ispatlayamadıkları anlaşılmaktadır. Ne var ki, davacıların delil listesinde yemin deliline de dayanmış oldukları görüldüğünden mahkemece davacılara yemin teklifi hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Hâkimin, paydaşlık ilişkisinin devamında fayda ve zorunluluk olan hallerde, paydaşların sicilden kaynaklanan haklarını ihlal etmeksizin, diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde, somut olayın özelliğini, taşınmazın konumunu, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetlerini, tarafların ihtiyaç ve gereklerini gözetmek suretiyle paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibariyle paydaşlar arasında ne şekilde bölünebileceğini saptayıp buna göre karar vermek durumunda olduğu- Davalı taraf cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış, dava konusu taşınmazda fiili taksimin olduğunu ve davacının kullanımına engel olmadığını belirtmiş olup mahkemece davalı tarafın tüm tanıkları dinlenmeden, taraf delilleri toplanmadan, davalının savunması üzerinde durulmadan eksik araştırma ile karar verilmesinin doğru görülmediği-
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan ayrı birer özel hukuk tüzel kişisi olan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kamu tüzel kişisi olarak kabulünün mümkün olmadığı- Bilirkişi raporunda, 31.05.2012 tarihinde belirsiz süreli sözleşme imzaladıktan sonra işyerinde geçerli olan Koop-İş Sendikası ile işveren arasında imzalanan 01.06.2012-31.12.2013 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını iddia eden işçi için aile yardımı alacağı hesaplanırken 2012 yılının Haziran ayından itibaren (Haziran ayı dâhil olmak üzere) hesaplanması gerektiği-
Davacıların payına isabet eden değer üzerinden davalının sorumlu olduğu miktar belirlenerek, bu miktar üzerinden, davalı taraf aleyhine yargılama gideri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının isabetli olmadığı- Davalı tarafından açılmış tespit davası ya da muhdesatın aidiyetine yönelik bir dava bulunmadığı halde, sadece davalı tarafın dosyadaki savunması ve toplanan deliller doğrultusunda sanki bir tespit davası var gibi kabul edilerek tapu iptali ve tescil kararı ile birlikte taşınmaz üzerindeki ağaçlara yönelik davalıya aidiyatıyla ilgili beyanlar hanesine şerh verilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir... Dinlenen tanık beyanları ile mirasbırakanın birlikte oturduğu davacı oğlu ve eşinden mal kaçırmasını gerektirecek bir sebep ileri sürülmediği gibi dinlenen davalı tanıklarının beyanları ile dava konusu taşınmazların temlikinin ekonomik olarak aileden dışlanan kızıının mağduriyetini gidermek, oğluna yapılan kazandırmaları dengelemek amacıyla yapıldığı, mirastan mal kaçırma kastının bulunmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacının fiilen yaptığı işe göre intibakının doğru bir şekilde yapılıp yapılmadığı, 6360 sayılı Kanun ile davacının davalı Belediyeye devredildiği 31.03.2014 tarihi ve sonrasında yararlanacağı toplu iş sözleşmesinin kapsamı ile iddia ettiği şekilde fark alacaklarının bulunup bulunmadığı-
Çekten dolayı borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasında, davacı, "davaya konu çekin harici araç satış sözleşmesi uyarınca verilmesi kararlaştırılan çek olduğunu, çekin seri numarasının sözleşmede verilmesi kararlaştırılan çekin seri numarası ile aynı olduğunu, çekin araç satışına ilişkin verildiğini, araçların teslim edilmemesi nedeniyle anılan çekten dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığı" iddia edilmiş ise de, sözleşme davacı ile davalı şirket  arasında imzalandığından ve çekte lehdar olarak görünen davalının sözleşmede imzası bulunmadığından, sözleşmede yer alan karşılıklı edimlerin bu davalı yönünden bağlayıcı olmadığı- Sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı şirket yetkilisi davalı ile bu davalının kardeş olmasının, davalı kardeşin sözleşmenin içeriğini kabul ettiği anlamına gelmeyeceği- "Harici araç satış sözleşmesinin davalı şirketin yetkilisi davalı tarafından imzalandığı, davalıların kardeş oldukları, menfi tespit talebine konu çek ile sözleşmede teslimi kararlaştırılan çekin seri numarası ve miktarının aynı olduğu, hayatın olağan akışı gereği sözleşme içeriğinin davalı kardeş tarafından bilindiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-