Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir... Dinlenen tanık beyanları ile mirasbırakanın birlikte oturduğu davacı oğlu ve eşinden mal kaçırmasını gerektirecek bir sebep ileri sürülmediği gibi dinlenen davalı tanıklarının beyanları ile dava konusu taşınmazların temlikinin ekonomik olarak aileden dışlanan kızıının mağduriyetini gidermek, oğluna yapılan kazandırmaları dengelemek amacıyla yapıldığı, mirastan mal kaçırma kastının bulunmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacının fiilen yaptığı işe göre intibakının doğru bir şekilde yapılıp yapılmadığı, 6360 sayılı Kanun ile davacının davalı Belediyeye devredildiği 31.03.2014 tarihi ve sonrasında yararlanacağı toplu iş sözleşmesinin kapsamı ile iddia ettiği şekilde fark alacaklarının bulunup bulunmadığı-
Çekten dolayı borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasında, davacı, "davaya konu çekin harici araç satış sözleşmesi uyarınca verilmesi kararlaştırılan çek olduğunu, çekin seri numarasının sözleşmede verilmesi kararlaştırılan çekin seri numarası ile aynı olduğunu, çekin araç satışına ilişkin verildiğini, araçların teslim edilmemesi nedeniyle anılan çekten dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığı" iddia edilmiş ise de, sözleşme davacı ile davalı şirket arasında imzalandığından ve çekte lehdar olarak görünen davalının sözleşmede imzası bulunmadığından, sözleşmede yer alan karşılıklı edimlerin bu davalı yönünden bağlayıcı olmadığı- Sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı şirket yetkilisi davalı ile bu davalının kardeş olmasının, davalı kardeşin sözleşmenin içeriğini kabul ettiği anlamına gelmeyeceği- "Harici araç satış sözleşmesinin davalı şirketin yetkilisi davalı tarafından imzalandığı, davalıların kardeş oldukları, menfi tespit talebine konu çek ile sözleşmede teslimi kararlaştırılan çekin seri numarası ve miktarının aynı olduğu, hayatın olağan akışı gereği sözleşme içeriğinin davalı kardeş tarafından bilindiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İspat yükü kendisine düşen davacı taraf, dava dilekçesinde yer alan deliller arasında, açıkça "yemin" deliline dayanmış olup, mahkemece davacı tarafa yemin teklif hakkının hatırlatılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yemin teklif etme hakkı hatırlatılmaksızın hüküm tesisi doğru olmadığına-
Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre Özel Daire bozma kararında işaret edildiği üzere yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasının gerekip gerekmediği-
Davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığının tespiti yönünden uyulan bozma kararı gereklerinin tam olarak yerine getirilip getirilmediği, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre bozma kararında belirtilen araştırmalar yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin davada, işe giriş çıkış kayıtlarının davalı işyerinden getirtilmesi gerektiği belirtilmişse de davalı tarafça ibraz edilmeyen kayıtların mahkemece re’sen getirtilmesinin taraflarca getirilme ilkesine aykırılık teşkil edeceği-
Uyuşmazlığın; ayıplı mal nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini yönünde başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasında, davalının 17.01.2012 tarihinde yaptığı ödemenin alacaktan mahsup edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplandığı-
Bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada - Senedin bedelsiz olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talebi -
Ödünçten doğan uyuşmazlıkta, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen dava değerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmayan AAÜT 13/3. maddesinde düzenlenen “maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez” hükmü gereğince vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-