Kur farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında yapılmış bir sözleşmenin ya da bir uygulamanın mevcut olmasının gerekli olduğu-
Enjeksiyona bağlı düşük ayak sekelinin oluşması sonrasında tıbbi uygulama hatası iddiasıyla açılan tazminat davasında mahkemece yapılan incelemenin yeterli olup olmadığı- Aydınlatılmış onamın alınmasının gerekip gerekmediği-
Eser sözleşmesinin feshedilmediği veya işten el çektiği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığının kabul edilmesi gerektiği- İş sahibinin, eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini, yani sözleşmenin sona erdiğini kanıtlamakla yükümlü olduğu- Tanık delili zayıf bir delil olup, tanığın bir vakıayı aklında tutması ya da gerçeği olduğu gibi aktarması zor olduğu gibi, davanın tarafları ile arasındaki kişisel ilişki gereği tarafsız davranmasının da zor olduğu- Davalı iş sahibi tarafından işlerin yüklenici tarafından tamamlanmadığı belirtilmiş olmasına rağmen buna dair bir delil tespiti yaptırılmadığı gibi işlerin yarım bırakıldığına dair tanık delili dışında başkaca bir delil de sunulamadığından, davalı iş sahibince işlerin yüklenici dışında kendisi veya 3. kişiler tarafından tamamlandığının ispat edilememiş sayılması gerektiği- Sözleşme konusu prefabrik ev maliyetinin sözleşme fiyatlarıyla bedelinin hesaplanması ve sözleşme dışı yapıldığı anlaşılan prefabrik ev bedelinin de taraflar arasında m2 birim fiyatı konusunda uzlaşma olmadığından vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca söz konusu evin yapıldığı yıl serbest piyasa fiyatlarına göre bedelinin hesaplanması için ek rapor alınarak bulunacak iş bedelinden kanıtlanan ödemelerin düşülerek sonuca gidilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasının takibe bağlılığının alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu- Kiralananın davacının yetkili satıcısı durumunda olan davalı alt kiracıya devredilmesine muvafakat verildiği, taşınmaz davacı tarafından kiralanmış ise de, davacı ile davalı arasındaki geçerli yetkili satıcılık sözleşmesi gereğince kiralananın davacının yetkili satıcısı olan davalının tasarrufunda olduğu- Davalının, taraflar arasında düzenlenmiş yetkili satıcılık sözleşmesi ve alt kiracılık ilişkisi nedeniyle, tasarrufunda bulunan ve kullanmakta olduğu kiralanana ilişkin kira bedellerinden davacıya karşı sorumlu olduğu- Yargılama sırasında davalı, kiralananın tahliye edilmesi nedeniyle davacının kendisine kira bedeline ilişkin fatura düzenleyemeyeceğini iddia etmişse de, davalının kira bedellerinden sorumluluğunun kiralananın tahliye edilmesine kadar devam edeceği- Kiralanan, asıl kiraya verenin yapmış olduğu icra takibi ve icra hukuk mahkemesinden alınan tahliye kararı ile tahliye edildiğinden, tahliye tarihine kadar kira bedellerine ilişkin yükümlülüğün devam edeceği-
Taşınmaz satış bedelinin tapuda düşük gösterilmesi vekalet görevinin kötüye kullanıldığını göstermeye yeterli olmayıp; davacı vekil ile davalı ilk elin, el ve işbirliği içerisinde hareket ederek vekalet görevinin kötüye kullanılıp kendisini zararlandırdığını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Muvazaa iddiasının kanıtlanamadığından davanın reddi gerektiği-
Sağlıklı bir tahkikat yapılabilmesi için kanuna ve amacına uygun şekilde ön inceleme aşamasının tamamlanması gerektiği- Davada ileri sürülen vakıaların incelenebilmesi için taraflarca bildirilen delillerin mahkemeye sunulması gerektiği, bunun için de 7251 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi hâliyle HMK’nın 140/5-1. cümlesi gereğince mahkemece taraflara, iki haftalık kesin süre içerisinde, henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceğinin ihtar edilmesi gerektiği, bu ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilebileceği- Mahkemece, anılan bu yasal düzenlemelere uygun olmayacak şekilde yargılama yapılarak davacı tarafın ön inceleme duruşmasında delillerin ibrazı için süre istemediği, davalı tarafa yemin teklifinde de bulunmadığı, taraflarca ibraz edilmeyen defterlerin mahkemece zorla temin edilerek re’sen bilirkişi incelemesi yaptırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu iddiası- İspat yükü-
Davacı kefil, davalının kredi borcunun kendisi tarafından ödendiğinden sebepsiz zenginleştiğini beyanla ödediği bedellerin iadesini isteyen davacının iddiasını (ödemeyi) kesin delillerle ispat etmesi gerektiği- Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen tarafın yapacağı- Davacı davalı tarafa ödemeler konusunda yemin teklif etmiş, davalı ise bozma öncesi alınan yemininde “...çekmiş olduğu kredi borcuna karşılık kredi hesabına ne kadar miktar para yatırdığını bilmediğini, ancak dosyada sunmuş olduğu makbuzlar kadar para yatırmış olduğunu" beyan ettiğinden, davacının kredi borcuna karşılık elinde makbuzlar kadar para yatırdığının kabulü gerektiği-
Satışa konu bir malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp, belirli bir hizmet, bakım veya emek de semen olarak kabul edilebilir ve böyle bir durumda temlik ivazlı sayılacağı- Evladın elverdiğince ebeveynine bakıp yardım etmesi ahlaki bir görev ise de ana babanın normal bakımın ötesinde özel bir ihtimam ve bakıma muhtaç olduğu, yani görev sınırının aşıldığı durumlarda yapılan bakım ve hizmetin semen olarak değerlendirilmesi gerektiği- 34. Davalının cevap dilekçesi bir bütün olarak ele alındığında bakım savunmasında bulunduğu açık olup, uzun yıllara dayanan bakım ve hizmetin normal bir bakım olarak kabul edilemeyeceği, annesine özel bir bakım ve destek sağladığı gibi taşınmaz paylarının temlik tarihi itibariyle gerçek değerlerinin de yapılan bakımla orantılı olduğu- Böyle olunca somut olayda hizmetin semen olarak değerlendirilmesi hukuka uygun düşeceğinden, temlikin ivazlı olduğunun kabul edileceği-