İcra takibinde borç sebebini açıkça kaçak kullanım olarak belirttiğinden, menfi tespit davasında takibin tüketim endeksine dayalı faturadan kaynaklandığının ileri sürülemeyeceği-  Borç sebebinin takip talebinde sehven "kaçak" olarak bildirildiği, tüketime dayalı borca ilişkin olduğu düşünülecek olsa dahi, bu durumda tüketime dayalı fatura nedeniyle tahakkuk ve tahsil yetkisinin takip alacaklısında olmadığı- Davacının menfi tespit talebinde haklı olduğu- Davalının davacının kaçak elektrik kullandığını ispatlayamadığı-
Uyuşmazlık, kira sözleşmesine konu alana dikilen ve sonrasında başka bir alana nakledildiği ileri sürülen ağaçlar nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir...
Menfi tespit davasında ispat yükünün, kural olarak davalı alacaklıya düşeceği- Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükünün davalıya düşeceği- Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşeceği- (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6)- Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında Mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denileceği-
Uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir...
Harici taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi- Davacı ile davalı arasında bila tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmede taşınmaz satış bedelinin belirtilmediği, davalı vekilinin süresinde verdiği ikinci cevap dilekçesinde "satış bedelinin 50.000,00 TL olduğu yönünde bir iddialarının bulunmadığı, satış bedelinin 150.000,00 TL olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, taşınmazın değerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmadığı" şeklinde beyanda bulunduğu, taşınmazın satış bedelinin 150.000,00 TL olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasında imzası inkar edilmeyen 03.12.2014 tarihli "Ara protokoldür" başlıklı belgede ise, "...dairenin kalan bakiyesi (50.000,00 TL'nin) elli bin TL'nin bir kısmı olan (8.000,00 TL'yi) sekiz bin TL'yi elden teslim ettim..." ifadesinin yer aldığı, dosya kapsamında yer alan dilekçeler ve sözleşmeler birlikte değerlendirildiğinde davacının 108.000,00 TL ödeme yaptığının yasal delillerle ispat edildiği, davalının 8.000,00 TL'yi ise davacıya iade ettiğini ispat edemediği, davacının onayı olmadan davacının abisine yapılan ödemenin davalıyı borçtan kurtarmayacağı-
Davacı site yönetiminin banka hesaplarına uygulandığı iddia edilen blokelerin kaldırılması talebi- Davacı vekili, pandemi nedeniyle genel kurul yapılmadığını, mevcut yöneticinin görev süresinin devam ettiğini öne sürerek, blokelerin haksız olduğunu savunmuşsa da, herhangi bir bloke işlemi uygulanmadığı ve davacının zarara uğradığını ispatlayacak delil sunulmadığı, davacının mevcut olmayan bir blokeden dolayı mevcut olmayan bir zarar iddiasına karşı dava açmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Açık fatura; paranın tahsil edilmediği yani vadeli satış yapıldığı durumlarda düzenlenen fatura iken, kapalı fatura; mal ya da hizmet bedelinin peşin olarak tahsil edildiği durumlarda düzenlendiği, açık faturada imza, faturanın üst tarafına atılmakta iken, kapalı fatura da imza faturanın alt tarafına atıldığı, faturalar kapalı fatura ise, borcun borçlu tarafından ödendiği hususunda karine teşkil edeceği ve aksini ispat yükünün alacaklıda olduğu, açık faturada ise ispat yükünün, ödeme yaptığını savunan borçluda olduğu- Davalının delil olarak dayandığı fatura asılları dosyada değilse asıllarının dosyaya temini sağlanarak, dosyanın gerekirse alanında uzman ayrı bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi suretiyle faturaların özellikleri (açık fatura mı yoksa kapalı fatura mı olduğu) dikkate alınarak, faturalar açık ise ispat yükünün ödeme yaptığını savunan davalıda olduğu, kapalı ise borcun ödendiğine karine teşkil ettiği ve ispat yükünün davacıda olduğunun dikkate alınmak suretiyle denetime elverişli rapor alınması ve buna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, abonelik tesisine ilişkin muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir...
Geçersiz sözleşme nedeniyle verilenlerin geri istenmesi hâlinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak çözümleneceği-Sözleşmede taraf olmayan davalıların ve şirkete satış bedelinin bakiye bölümünün ödendiği iddiasının ispat edilemediği, davacının dava dilekçesinin açıkça yemin deliline dayanmamış olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerektiği-
Uyuşmazlık, alacak istemine ilişkindir...