Davacı, davalının, diğer davalı şirketten tahsil ettiği mal bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu belirtmiş, davalı da davacıya ait malların yurtdışında münhasır satış yetkisi olduğunu kabul etmiş olup, davalı şirket tarafından diğer davalıya ödeme yapılmış ise davalı şirketin borcundan kurtulmuş sayılması gerektiği- Kapalı faturanın, faturaya konu malın bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiği, karinenin aksini iddia eden davacının bunu yazılı delillerle ispat edebileceği-
Davacının, ziynet eşyasının iade edilmek üzere davalıya verildiğini ileri sürdüğü, davalının ise rıza ile ve iade edilmemek üzere verildiğini savunduğu, davacı kadının ziynet eşyalarını iade edilmemek üzere verildiğine ilişkin ispat yükünün davalı tarafta olduğu-
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen diğer davada, davalının celsedeki beyanında; davacıya ait eski aracın takas edilerek yeni bir araç alındığını ve adına tescil edildiğini açıkladığı; davacının alacak davasında, alacağına dayanak olarak, davalının anılan dosyadaki beyanı ile tanık beyanlarına dayandığının anlaşıldığı; mahkemece davalının söz konusu dilekçedeki beyanı üzerinde durulup, bu beyanın “ikrar” niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği-
Davacının sunmuş olduğu, davalı tarafça imzası inkar edilmeyen yazılı belgelerle iddiasını ispatladığı, ancak davalı tarafın ........... TL nakit parayı başka bir taşınmaz satımı nedeniyle davacıdan aldığını ispatlayamadığı, hal böyle iken ispat yükü ters çevrilerek davacıya yemin deliline başvurup başvurmayacağı hatırlatıldıktan sonra davalı tarafından eda edilen yemin beyanına göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı tarafından delil olarak sunulan mesajlaşma kayıtları ve dava konusu borca ilişkin başlatılan disiplin soruşturması sırasında alınan bilgi alma tutanakları incelendiğinde, davalıların davacıdan ödünç para aldıklarına dair bir açıklama yapmadıkları anlaşıldığı, mesajlaşma kayıtlarının çoğu davalılar avukatı ile davacı arasındaki görüşmeleri içermekte ve bu konuşmaların da davayı ispata yarayacak yazılı belge niteliğinde olmadığı-
Davalının davacıya yönelik kişilik haklarına saldırı oluşturduğu iddia edilen sözleri söylediği ispatlanamadığı-
Usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiği; usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebileceği ve bankanın bu kusur oranı üzerinde hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabileceği-
Peşin satışta mal ve bedelin aynı anda ödeneceği- Kömür karşılığı düzenlenen bononun, kömürün teslim edilmemesi nedeni ile bedelsiz kalmasına rağmen takibe konu edildiğini belirterek, bono nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin davada, taraflar senedin hangi amaçla düzenlendiğine ilişkin bir kayıt eklememiş olup davacı peşin satışa dayanmış ve ödeme vasıtası olarak düzenlenen bononun avans olarak verilmesine rağmen malın teslim edilmediğini iddia ettiğinden, ispat yükünün yer değiştirdiği ve edimlerin aynı anda ifası gerektiğinden, bu karinenin aksini ispat külfetinin davacıya geçtiği- Kambiyo senedi hukuken geçerli olduğundan, menfi tespit davasında, davacı-borçlunun "bononun kömürün tesliminden önce avans olarak verildiğini, malın (kömürün) teslim edilmediğini" ve "senedin bedelsizliğini" yazılı delille ispatlaması gerektiği-
Zarar gören de zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu, Hukuk hakiminin Ceza mahkemesinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bağlayıcı olmadığı, davaya konu eylem nedeniyle davacının maddi zararının oluştuğu iddiası ispat edilememiş olduğu anlaşıldığı-
Taşınmaz alım satımına ilişkin alacağın tahsili istemine ilişkin davada, taraflar arasında taşınmaz alım satımında bedele ilişkin muvazaa konusunda uyuşmazlığın olmadığı ,uyuşmazlığın taksitlerden kalan 15.000,00 TL’nin ödenip ödenmediği ile ilgili olduğu, her ne kadar davalı tarafın yargılama aşamasındaki çelişkili beyanları ve bedele ilişkin muvazaa dikkate alınılarak, ispat yükünün davalı da olduğu ve davalının ise iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; söz konusu gerekçeyle ispat yükünün yer değiştiremeyeceği, davacının resmi senede karşı aynı kuvvette yazılı bir delille de iddiasını ispat edemediği gözetilerek davanın reddi gerektiği-