Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; mirasbırakanın satış akdiyle yaptığı temlikin gerçek iradesini yansıttığı, dava konusu taşınmazın dava dışı kişiye temlikinin muvazaalı olmayıp gerçek satış olduğu, davacının iddiasını 6100 sayılı HMK.nun 190/1 ve 4721 sayılı TMK.nun 6. maddesi uyarınca kanıtlayamadığı sonucuna varıldığı, hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, davalıya "borç para verdiğini" ileri sürdüğü; davalının ise davaya konu paraların kendisine verildiğini ikrar ettiği, ancak, bunların davacı tarafından ileri sürülen nedenle değil, başka bir nedenle verildiğini savunması halinde vasıflı ikrarda bulunduğunun kabul edileceği ve vasıflı ikrarın bölünmeyeceğinden bahisle ispat yükümlülüğünün, ikrar eden tarafa değil, vakıayı ileri süren tarafa ait olduğu- Davacı tarafından delil olarak sunulan belgede, paranın davalıya borç olarak verildiğine ilişkin bir ibare olmadığından, miktar itibariyle tanık dinlenemeyeceği-
Davalıya devredilen taşınmazların miktarı, davacılara muristen taşınmaz kalmaması, davalı tanıklarının davacı lehine olan beyanları, davalının satın alma savunmasının ispat edilememesi, ülkemizin bir gerçeği olan erkek evladın kayırılması olguları birlikte değerlendirildiğinde murisin asıl amacının oğlu lehine kız evlatlarından mal kaçırmak olduğu-
Dava konusu edilen bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının, taraflar adına tescile ilişkin belgelerin getirtilmesi, onaylı proje ve kat irtifak listesinin temini, keşif yapılarak tarafların onaylı projeye göre tasarruf ettikleri bölümlerin saptanması ve ne kadar süredir kullanıldıklarının belirlenmesi, gerektiğinde davalıların isticvap edilmesi, tüm delillerin birlikte değerlendirilerek ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği, bu kapsamda HMK 190. maddesi ve TMK. 6 maddesi gereğince herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği- Temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de, davacılar iddialarını ispatla yükümlü olup dosya içeriği, toplanan deliller ve tanık beyanları nazara alındığında tarafların mirasbırakanının çekişme konusu taşınmazı davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, mirasbırakanın davalı ile birlikte yaşadığı ve tüm ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı, diğer yandan, her ne kadar resmi akitte gösterilen bedel, akit tarihindeki gerçek bedelden düşük ise de, salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı, dosya kapsamında mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin ortaya konulamadığı saptanmış olup, davacıların muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bir başka ifade ile temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varıldığı- Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Mahkemece, duruşmada dinlenilen davalı tanıklarından S.A.’ın ‘‘... davacı oğlumun maddi durumunun kötüleştiğini bir müddet oğlunun yanında kalacağını söyledi ablam kendisine ben ne olacağım dediğinde evin kirasını alır idare edersin dedi bunun üzerine ablam evin kiralarını almıştı.’’ beyanında bulunduğu, davalı M.G.’un ‘‘... benim oğlumun bana ihtiyacı var annenizde evin kirasını alsın onunla geçinsin diye söylemişti’’ beyanında bulunduğu, davalı S.G.’ın ‘‘... davacı evi terkedip gittiğinde bende ablam olan davalının yanına gitmiştim benim yanımda davacıya telefon açtı sen gittin ben ne olucam diye sorduğunda davalı kendisine evin kirasını alır geçinirsin diye söylemiş telefon konuşması benim yanımda yapılmıştı...’’ beyanında bulunduğunun anlaşıldığı, davacı, davalının kira gelirlerini rızası hilafını aldığını ispatlayamadığından; davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Fatura altının faturayı tanzim eden tarafından kaşe vurularak imzalanmasının, o faturanın kapalı fatura olduğuna ve fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil edeceği ve bu durumda, alacaklının fatura bedelini tahsil etmediğini kanıtlaması gerektiği-
Temlik konusu tasarruf sağlararası bir tasarruf olduğuna, tasarruf tarihi ile mirasbırakanın ölüm tarihi arasında bir yıldan fazla bir süre geçmesine göre, mirasbırakanın yaptığı tasarrufun mutlak tenkise tâbi tasarruflardan olmadığı, mirasbırakanın yaptığı tasarrufun saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile yaptığının davacılar tarafından ispat edilmesi gerekeceği-
Dinlenen davacı tanıkları olayı ve muvazaa iddialarını aydınlatır şekilde beyanda bulunmamış, davalı tanıkları ise yapılan işlemlerin gerçek satış olduğunu bildirmiş olup dava konusu temlik işlemlerinin gerçek satış olduğu, temliklerin muvazaalı olmadığı, davacıların muvazaa iddialarının kanıtlanamadığı sonucuna varılmadığı-