Dava konusu taşınmaz dışında mirasbırakan adına kayıtlı başka taşınmazların da bulunduğu, davacı tanığı beyanlarının muvazaa iddiasını kanıtlar nitelikte olmadığı- Davacı yönünden temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğunun ispatlanamadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği (TMK. mad. 6, HMK. mad. 190)- Mirasbırakanın çekişme konusu bağımsız bölümdeki ½ payını diğer paydaş olan eşime devrettiği, ayrıca muris adına kayıtlı dava dışı taşınmazların bulunduğu ve dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde temlikin mal kaçırma amaçlı olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada  ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği- Davalı tarafça dosyaya sunulan davalı ...  tarafından mirasbırakanın bankası hesabına yatırılan 20.000 TL bedelli, açıklamasında “... Gayrimenkul satışı ile ilgili teslimat” yazan ve 70.000 TL bedelli dekontlar, davalı .. tarafından davalı ...ın banka hesabına “ipotek borcuna mahsuben” yatırıldığı anlaşılan paralara ilişkin banka dekontları, dava konusu taşınmazın satışı konusunda davalının gazete ve internette verdiği ilanlar ile mirasbırakanın dava dışı çocuklarının mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin "mal kaçırma amaçlı olmadığı" ve "satış parasını da çocukları arasında paylaştırdığına" ilişkin beyanları birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın mirastan mal kaçırma kastıyla hareket etmediği ve işlemin gerçek satış olduğu-
Mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazdaki payını ilerde oğluna devredilmek üzere oğlunun yakın arkadaşına muvazaalı biçimde temlik ettiği, ön alım (şuf'a) yoluyla payı alan kişinin hem taşınmazda paydaş olması hem de murisin damadı olması sebebiyle muvazaalı işlemi bilebilecek konumda olduğu saptanarak davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik olmadığı- Eldeki davada terekeye iade istendiği halde tapunun iptali ile murisin veraset ilamında gösterilen mirasçıları adlarına payları oranında tesciline karar verilmesi gerekirken, iptal edilen payın sadece dava açan mirasçılar adına tesciline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, taşınmazın keşifte belirlenen değeri üzerinden harca hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesinin de isabetsiz olduğu-
Tanık anlatımlarına göre işlemlerin gerçek satış niteliğinde olduğu, mirasbırakanla davacılar arasında bir problem olmadığı, bir başka ifade ile mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı gibi mirasbırakanın davalılara yaptığı temliklerin muvazaalı yapıldığının da davacılar tarafından usulünce ispat edilemediği anlaşıldığından, mirasbırakanın davalılara yapmış olduğu temliklerin mal kaçırma amaçlı olmadığı ve gerçek satış niteliğinde olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların 2 tanık ismi bildirdiği, tanıklarından birinin tanıklıktan çekildiği, dinlenen diğer tanığın ise dava konusu temlik işleminin muvazaalı olduğu yönünde beyanda bulunmadığı, davalı tanıklarının ise satışın gerçek olduğunu beyan ettikleri, bu durumda yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının davacılar tarafından kanıtlandığından bahsedilemeyeceği-
Ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerektiği- Davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturanın dayanağının da usulüne uygun olduğunun ispatlanması gerekeceği- Fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olmasının tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamayacağı- Malların alıcıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini davacı tarafın ispat etmesi gerektiği-
Mirasbırakanın davalılara yaptığı temliklerin muvazaalı olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mirasbırakanın birden fazla kadın ile birlikte yaşaması nedeniyle borçlandığı ve taşınmazlarını davalıya temlik etmek zorunda kaldığı, kaldı ki dinlenen davacı tanıklarının da muvazaanın olmadığını, taşınmazların bedeli karşılığında temlik edildiğini beyan ettikleri gözetildiğinde mirasbırakanın borçlarına karşılık taşınmazlarını temlik ettiği sonucuna varıldığı, öte yandan, mirasbırakanın mal kaçıracağı kişiye taşınmaz temlik etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, açıklanan olgu ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın davalıya yaptığı temliklerin muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı, hal böyle olunca, işlemin gerçek satış olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine ilişkin davada, davacı muvazaa iddiasını mevcut delillerle usulünce kanıtlayamamış, aksine dinlenen davalı tanıkları yapılan işlemlerin gerçek satış olduğunu bildirmiş olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-