Usulüne uygun olarak taraf teşkil edilmeden bir davada karar verilemeyeceğine ilişkin kuralın, hukuki dinlenilme hakkının bir unsuru olarak düzenlenmiş olduğu, bu hakkın iddia ve savunma hakkı olarak da ifade edildiği; hukuki dinlenilme hakkının, iddia ve savunma hakkının medeni usul hukukundaki görünümü olduğu, bu hakkın usulü nitelikte bir genel hak olduğu, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesindeki adil yargılanma hakkının bir unsuru ve 'silahların eşitliği ilkesi' ile de ilişkili olduğu-
İtiraz Hakem Heyetince davacı tarafa kesin süreli ihtaratı içeren ara kararın e-posta yoluyla tebliği usule aykırı değil ise de, Anayasa ve Yasa hükümlerine aykırı şekilde; davaya konu başvuru vekille takip edildiği halde, ara kararların hem asıla hem de vekile e-posta yoluyla tebliğe çıkartılmış olması, ara kararında HMK'nın 281. maddesine uygun şekilde taraflara bilirkişi raporuna varsa itirazlarını bildirmeleri için 2 haftalık yasal süre yerine 1 haftalık kesin süre tanındığının kararlaştırılması, elektronik yolla yapılan tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılması gerekirken, Hakem Heyetince verilen ara kararda; e-postanın hata verisi gelmediği sürece aynı gün tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesinin, bununla birlikte dosyada ara kararın tebliğine ilişkin e-postanın davacı vekiline tebliğ edildiğine dair belge bulunmamasına rağmen, davacı tarafın süresi içerisinde kesin sürenin gereğini yerine getirmediği ve iddiasını ispatlayamadığından bahisle başvurunun reddine dair Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davacı vekilince yapılan itirazın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemenin temyiz denetimine konu olan ............... K sayılı dosyasında, davanın esasını çözer mahiyette davanın kısmen kabulüne ve mahkemenin görevsizliğine dair iki farklı karar ve gerekçe bulunup bu bakımdan; ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığına göre, mahkemece yapılacak işin; özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297.(Mülga HUMK.nun 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçe ve hüküm fıkrası uyum halinde ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Henüz tanıklar dinlenilmeden ve ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinilmeden mahkemece tarafların tanık dinletme hakkının iki ile sınırlandırılması hukuki dinlenilme hakkının ve bu hakkın alt unsurları olan “iddia ve savunma hakkı” ile “açıklama ve ispat hakkı”nın ihlâli niteliğinde olup, adil yargılanma hakkı ile bağdaşmadığı-
Gerekçeli karar hakkına aykırı bir şekilde hiçbir mantıksal çıkarıma ve somut veriye dayanmaksızın davacının %50 kusurlu olduğundan bahisle hüküm tesis edilmiş olmasının doğru olmadığı-
Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın incelenmesinde, her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozma ilamına aykırı davranıldığı, mahkemece bozma ilamında belirtilen şekilde davacı ile dava dışı eşi arasındaki boşanma davası ve diğer davalar celp edilerek incelenmiş ise de taşınmazı davalıya devreden dava dışı şahsın davaya dahil edilmediği, şu durumda mahkemece; taşınmazı davalıya devreden dava dışı şahsın davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasının incelenmesi gerekirken uyulmasına karar verilen bozma ilamına aykırı davranılarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis ve bankadaki paranın miras payına isabet eden kısmının ödenmesi isteğine ilişkin davada davalılardan davalının yargılama sırasında ölümü üzerine davaya dahil edilen mirasçılardan biri de ölmüş olduğundan, yargılama sırasında ölen dahili davalının mirasçılarına davayı takip edebilme olanağının tanınması gerektiği-
Borcun itfa edilmesi nedeniyle takibin iptali ve tazminat talebine ilişkin davada, "Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir." şeklindeki soyut açıklamanın, Anayasa'nın ve Yasa'nın anladığı anlamda gerekçe olmadığı, bu nedenle HMK'nun 359/3. maddesine aykırı olduğu anlaşılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği-
Davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesinin mümkün olması gerekeceği, şu durumda, mahkemece HMK'nın 124. maddesinin şartlarının mevcut olup olmadığı tartışılıp şartların mevcut olması durumunda taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği- Davaya konu isteğin, malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların mal varlığını etkilediği, ayrıca ölenin mirasçılarının davaya dahil edilmemeleri HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını da zedelediğinden, mahkemece, mirası reddetmeyen, mecburi dava arkadaşları olan, davalı ........... mirasçılarının usule uygun şekilde davaya dahil edilmeleri gerekirken, bu kurala uyulmaksızın, diğer bir deyişle usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada mahkemece öninceleme duruşmasında delil bildirimi için HMK’nın 140/5. maddesi uyarınca verilen kesin süreye ilişkin ihtaratın içeriğinde tanık listesi yer almadığından, davalı tarafa tanık isimlerini bildirmek üzere usulünce verilmiş bir kesin sürenin varlığından bahsedilemeyeceği- Davalı tarafın bildirdiği ve sonradan da dinletmekten vazgeçmediği tanıkların HMK 243. maddesinden gösterilen şekilde dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerektiği-