Dava, davalılar ... ve ......... aleyhine açılmış olup, dava dilekçesinde anılan davalıların isimleri açıkça yazılmış olmasına rağmen, mahkemece davalılardan .........’e dava dilekçesi ve duruşma günlerinin hiç tebliğ edilmediği, dosyanın incelenmesinde davalı ..........’ün yokluğunda yargılamanın yapılıp hüküm kurulduğu anlaşılmış olup bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının 10 yılı aşkın süredir haber alamadığı annesinin gaipliğine karar verilmesini istemesi üzerine mahkemece davanın kabulü ile ...'nın gaipliğine, kararın ........ tarihinden itibaren hüküm ifade etmesine karar verildiğinin görüldüğü, ............... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile gaipliğine karar verilen ...'nın tek mirasçısının ... olduğu anlaşıldığından, gaipliğine karar verilen ... mirasçısı ...'nın davaya dahil edilerek karar verilmesi gerekirken yokluğunda taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece; davalılardan...’ya 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, adı geçen davalıların savunmasının alınması ve varsa delillerinin toplanması, tüm bu eksiklikler giderildikten sonra esas hakkında hüküm verilmesi gerekeceği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca davalıların hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yokluğunda hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Tapu iptal ve tescil isteği ile ilgili olarak keşfen saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek bu istemler yönünden de işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Yargılama sırasında davalıya yapılan dava dilekçesi tebliğine dosya arasında rastlanmadığı, davalıya yapılan gerekçeli kararın ise dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde görülen ikamet adresinden farklı bir adrese yapılarak usulsüz tebliğ edildiği anlaşıldığından taraf teşkilinin sağlandığının ve kararın kesinleştiğinin kabul edilemeyeceği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Dava tarihinde ergin olan davacı ...’in velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açmaları mümkün olmadığından ve dosyanın imha edilmesi nedeniyle davacıya gerekçeli kararın tebliğ edilip edilmediği denetlenemediğinden mirasın hükmen reddine ilişkin ............... tarihli kararın hükmü temyiz eden davacı yönünden kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle, davacı ...’in temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin .......... tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmesigerekeceği- Hükmü temyiz eden davacı ...’in dava tarihinde ergin olması nedeniyle, velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açması mümkün olmadığı halde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek ve bu hususunun aynı Kanun'un 114. maddesinde dava şartı olduğu gözetilmeksizin adı geçen davacı yönünden de mirasın reddinin tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tapu iptali ve tescil istemli davalarda, taşınmazlar dava tarihi itibariyle kimin adına kayıtlı ise husumetin ona yöneltilmesi, taraf teşkili tam olarak sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesine geçilmesi gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazın dava devam ederken dava dışı üçüncü bir şahsa satış yoluyla devredildiği anlaşıldığından, mahkemece yeni kayıt malikinin usulüne uygun şekilde davaya katılımı sağlandıktan sonra işin esası hakkında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar hissedarlarından davalı .......'nun karar tarihinden önce öldüğü anlaşıldığından, mahkemece davalı ...’nun mirasçılık belgesi ile tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekirken eksik taraf teşkili ile karar verilmesinin doğru olmadığı- Kısa kararda taşınmazların hem paydaşlar arasında satışına hem de umum arasında satışına karar verilerek çelişki yaratıldığı, gerekçeli kararda ise herhangi bir açıklama yapılmaksızın umum arasında satışa karar verildiği, bu nedenle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki kefalet sözleşmesinde davalı tarafından bildirilen adres, tenfize konu kararın tebliğ edildiği adres ile aynı olup davalının hep aynı adresi kullandığı görülmekle gerek sözleşme gerekse Letonya Tahkim Kanunu gözönüne alındığında yapılan tebligatın Letonya Hukukuna ve Türk Hukukuna göre hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkını ihlal etmediği anlaşıldığından mahkemece tebligatın usulüne uygun yapıldığı gözetilerek tenfiz konusunda kabul kararı verilmesi gerektiği- "Tenfize konu Letonya Ticari Bankalar Birliği Tahkim Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada tahkim mahkemesinde görülen davalarda tebligatların ne şekilde yapılacağının Letonya mevzuatında yer alan Teb. K. m. 31'de düzenlendiği, ancak tebliğ işleminin kurye vasıtasıyla davalı ile ilişkisi de tespit edilemeyen başka şahsa yapıldığından Letonya Tebligat Kanununun 31. maddesine açıkça aykırı olduğu, yapılan yargılamadan davalının usulüne uygun haberdar edilmediği, bu kapsamda davalının hukuki dinlenilme hakkı ile adil yargılanma hakkının açıkça ihlal edildiği, söz konusu ihlallerin kamu düzenine ilişkin olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-