Kişisel ilişki düzenlenirken küçük ve tarafların durumu hakkında değerlendirilme yapılması, kişisel ilişkinin babalık ve analık duygularını güçlendirip tatmin etmek yanında küçüğün fikri ve bedeni gelişmesine de yardımcı olması gerekeceği-
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocuğun yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenlemenin tercih edilmesi gerekeceği-
Nüfus siciline kaydedilmeyen çocuğun sicile tescili için gerekli işlemlerin yapılması amacıyla taraflara süre verilerek tescilinin sağlanması ve sonra çocuğun velayetinin düzenlenmesi gerekeceği-
Çocuk ile ebeveyn arasındaki kişisel ilişki tesisi velayet hakkı kapsamında olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1. maddesindeki ölçütler gereğince bir çekişmesiz yargı işi olduğu-
Çocuğun anne ve babasının boşanmış olması sadece boşanma ve velayet hakkı nedeniyle anneye çocuğun soyadının değiştirilmesi için dava açma hakkı bahşetmeyeceği-
Velayet düzenlemesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle temyiz edilmese bile Yargıtay tarafından incelenebileceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı ( kadın )'ın daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiğinden, davalı-davacı ( kadın ) yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Velayet ana ve baba tarafından birlikte icra ediliyor olmasına rağmen, çocuk fiilen bunlardan birinin yanında ve onun rızası olmaksızın diğer taraf çocuğu ile görüşemiyorsa, çocuğu ile görüşemeyen tarafın çocuk kişisel ilişki kurulmasını isteyebileceği-
Müşterek çocuk, babası ile kalmak istediğini beyan ettiğinden velayetin babaya verilmesi gerekeceği-
Müşterek çocuğun dinlenmesi, onun ifade edeceği görüşe önem verilip, uzman görüşüne de başvurularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-