Davalı kadının nafaka talebi, Türk Medeni Kanununun 197/3. maddesine dayanmakta olup, karşı dava şeklinde açıldığına göre hükmedilen nafakaların boşanmanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesiyle sona ermeyeceği- Davacı (karşı davalı) kocanın bir başka kadınla ilişkisinin olduğu ve davalıyı istemediğini söyleyerek, haklı bir sebebi olmaksızın eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşıldığından, davalı (karşı davacı) kadının Türk Medeni Kanununun 196/3. maddesine dayanan geçmiş (altı aylık)birikmiş nafaka talebinin kabulü gerektiği- Kocanın, haklı bir sebebi bulunmadığı halde davalı (karşı davacı) eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı ve tarafların fiilen ayrı yaşadıkları anlaşıldığından, karşı davacının velayete ilişkin talebinin kabulü gerektiği-
Eşlerden birinin tek başına, diğer eşin onayı almadan, velayetleri altındaki çocuğun yaşının düzeltilmesi için dava açamayacağı–
Küçük tarafından imzalanan senede dayalı takibin iptali için, velisi tarafından süresiz şikayet yoluna başvurulabileceği–
Çocuğun doğumundan sonra başka kişilerce getirilen hediyeler çocuğa mı yoksa ana-babaya mı aittir?–
Küçük ile velisi arasında çıkar çatışması bulunması halinde, küçüğe kayyım atanması gerekeceği–
Hukuken evli olduğu halde fiilen ayrı yaşıyan karı kocanın birbiri ile zıtlaşarak yanlarında bulundurdukları çocukların diğer tarafça görülmesine engel olmaları halinde, çocuğun kimde kalacağı ve diğer tarafla çocuk arasındaki kişisel ilişkinin hakim tarafından düzenleneceği–
Babanın tek başına, çocuğuna ait taşınmazı -ananın da onayını sağlamadan- satamayacağı–
Boşanma kararı ile kendisine velayet hakkı verilmiş olan karı-kocanın ölmesi halinde, velayetin kendiliğinden diğer tarafa geçmeyeceği, küçüğe bir vasi tayini gerekeceği–