Erkeğin kadına hakaret ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu ancak dava dilekçesinde, dilekçeler aşamasında vakıa olarak dayanılmamakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe verilen diğer kusurun sabit olduğu, erkeğin ayrıca evlilik birliği içinde ve fiili ayrılık döneminde kadının ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı yönüyle kusurlu bulunduğu-Kadının kusurunun ispatlanamadığı anlaşılmakla; kusura yönelik tarafların istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, kadın ve ortak çocuk için hüküm altına alınan tedbir nafakası ile ortak çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakasının az olduğu, tarafların gelirlerinin denk olduğu, bu kapsamda kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı-Kadın yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatın da az olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabul edildiği
Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıldığının tanık beyanları, HTS kayıtları, (bilirkişi vasıtasıyla incelenen ve içindeki fotoğraflara yönelik rapor düzenlenen) cep telefonu kayıtlarıyla sabit bulunduğu- Erkeğin kadına yönelik şiddetinin sürekli olduğu (tanık beyanı), erkeğin "sadakatsizliğin delili olarak sunulan video kaydının evlilik öncesine ait olduğu" savunmasının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında ileri sürülmediği, istinaf aşamasındaki iddiaya itibar edilemeyeceği- Erkeğe verilen kusurun tanık beyanlarıyla ispatlandığı, kadına verilen erkeğe küfür onur kırıcı söylem ve hakaret ettiğine yönelik tanık beyanının sadece bir olaya ilişkin olması sebebi ile af kapsamında kalmakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği- Kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 800,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminatlara ve nafakalara hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, velâyet düzenlemesi ile çocuklar yönünden hükmedilen nafakalar noktasında toplandığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatların az olduğu- Türk Medeni Kanunu’ndaki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu‘nun ilgili hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirdiği-
Velâyet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilkenin, çocuğun "üstün yararı”nın olduğu- Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerektiği- Somut olayda, tarafların ortak çocuğu 2011 doğumlu olup idrak çağında olmasına rağmen, görüşüne başvurulmadan velâyeti anneye verilmesinin doğru olmadığı- Yaşı itibarıyla idrak çağında bulunan ortak çocuk hakkında anne ve babanın barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınıp, beyanı da tespit edildikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, velâyeti hususunda bir karar verilmesi gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olduğundan eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemeyeceği- Velâyetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararı olduğundan; aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, ana/babanın yaşam koşul ve ortamı değerlendirilip, çocuğun sağlıklı gelişimi için hangi ebeveynin yanında bulunmasının üstün yararı olduğu tespit edilip, aradan geçen zaman da göz önüne alınarak yeniden inceleme ve rapor istenip; idrak çağında bulunan çocuğun velayet konusundaki görüşleri de alınarak ve toplanan diğer deliller birlikte değerlendirilerek, velâyet konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Erkeğin, kadının istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla davanın bütün yönleriyle istinaf etme hakkının bulunduğunun gözetilerek , erkeğin istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davalı erkeğin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin inceleme dışı bırakılarak usûlden reddinin doğru olmadığı ve bu sebeple hükmün bozulması gerektiği-
Haklı sebep bulunması ve küçüğün yüksek yararının gerektirmesi halinde velayet hakkı kendisine bırakılmış olan annenin çocuğun soyadının değiştirilmesini talep edebileceği-
Davacı anne tarafından açılan velayeti altındaki çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi davasında, nüfus müdürlüğünün yasal hasım olarak davada yer alması gerektiği-
Sosyal inceleme raporu düzenlendiği tarihte yaşı nedeniyle idrak çağında bulunmayan ortak çocuğun velâyeti konusunda görüşü alınmadan ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesinin uygun olduğu belirtildiğinden, velâyeti davacı-karşı davalı anneye bırakılmış ise de; kesinleşen kusurlu davranışına göre davacı-karşı davalı annenin ortak çocuğa hakaret ettiği ve kötü davrandığı, Buna göre; ortak çocuğun bizzat ya da istinabe yoluyla eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velâyet hakkındaki tercihinin hâkim tarafından kendisinden sorulması, 4787 s. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan bir heyetten rapor alınarak, her iki ebeveyn ve 2013 doğumlu ortak çocuk ile görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velâyeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı, çocuğun halen hangi taraf yanında yaşadığı araştırıldıktan ve diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra gerçekleşecek sonucu uyarınca velâyet hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Haklı ve kabul edilebilir sebep ve olgular bulunmadıkça kardeşlerin birbirinden ayrılmasının çocukların yararına olmadığı-