Mahkemece belirlenen kusurlu davranışların yanında, eşine şiddet uyguladığı anlaşılan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğunun ve bu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunun kabulü gerekeceği, davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği –
Davalı-davacı kadının eşinin ailesine soğuk davranması ve kendi ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalmasına karşılık davacı-davalı erkeğin sürekli olarak evliliği sonlandırmak istediğini söylediği, eşine ve kayın validesine hakarette bulunduğu, eşini darp ettiği, doğum yapmış olan eşini ve çocuğunu gece yarısı ailesinin evinin bulunduğu sokağa bıraktığı tespit edildiğinden, davacı-davalı erkeğin kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu, bu nedenle davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği –
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gerekeceği, somut olayda davalı- karşı davacının belirlenen kusurları davacı-karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu –
Davaya cevap vermeyen davalının, davacının kusurlarına yönelik olarak değil, kendisine kusur yüklenemeyeceğine ilişkin delil bildirme hakkına sahip olacağı -  Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, boşanma sonucu davacı eşin en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği ve kişilik hakları saldırıya uğradığı tespit edildiğinden davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği –
Davalı-karşı davacı kadının eşine hakaret ettiği ve istemediğini söylediği, davacı-karşı davalı erkeğin ise eşine birden fazla şiddet uyguladığı, küfür ve tehdit ettiği, bu durum karşısında davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda kadına göre daha fazla kusurlu olduğu – Davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği - Müşterek çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakaları az olduğundan daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği - Davacı kadının boşanma davası kabul edildiği ve kendisini vekille temsil ettirdiği için yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği –
Davacı kadının, eşine “salak, manyak, tipsiz” şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği, buna karşılık, davalı erkeğin de “seni annemin isteği üzerine aldım, yoksa almazdım” şeklinde sözler ile duygusal şiddet uyguladığı boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu olduğu, bu nedenle davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesi gerekeceği –
Davacının 10 günlük süre içerisinde katılma yoluyla kararı temyiz etmesinin süresinde olduğu - Boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının ağır kusurlu olduğu, boşanma sonucu davacı eşin en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı erkek yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerekeceği - Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamak olduğu, davacı erkek yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunduğu –
Mahkemece, davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; tarafların mahkemece kabul edilen kusurlu davranışları karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-karşı davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesi gerekeceği –
Davalı-davacı kadının eşini sosyal ortamlardan uzak tuttuğu ve eşinin akrabalarına saygı göstermediğinin kanıtlanamadığı ancak eşine hakaret ettiği; davacı-davalı erkeğin de, kadını ve çocukları bırakarak evden gittiği, ortak çocukları ve eşiyle ilgilenmediği, başka bir kadınla güven sarsıcı davranışta bulunduğu belirtilerek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği - Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği ancak mahkemece; bilirkişi tarafından belirlenen toplam bedellerine hükmedilen ziynetlerin, nitelikleri ve ayrı ayrı değerleri hükümde gösterilmediği –