TBK. mad.58. uyarınca, davalının, davacının dava dışı eşinin evli olduğunu bilmesine rağmen onunla duygusal birliktelik yaşayarak evliliğinin bitmesine neden olmasının, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği-
Yabancı mahkeme tarafından kadının tam kusuruna dayalı olarak verilen kesinleşmiş boşanma kararının Türkiye'de tanınmasından sonra bu ilam kesin hüküm niteliğine haiz olup tarafları bağlayacağından, boşanma davasında tam kusurlu bulunan davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
8. HD. 30.03.2016 T. E: 2015/6545, K: 5806-
Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda, mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışların yanında, davalı-karşı davacı kadının ''sen erkek misin, benim için dışarıda çok erkek var'' diyerek eşini aşağıladığı, tanığa ''eşinin iktidarsız olduğunu'' söylediği anlaşıldığından, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği gözetilmeden, davacı-karşı davalı erkeğe daha fazla kusur izafe edilmesi ve buna bağlı olarak kadının maddi manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalının, davacı ile evli olduğunu bildiği halde, dava dışı eşi ile birlikte olduğu ileri sürülerek açılan davada, aldatma mahiyetindeki davranışların davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği ve manevi tazminatı gerektirmeyeceği-
Maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak, hakkaniyete uygun miktarda tazminata takdir edilmesi gerektiği- Velayete ilişkin, ortak çocuğun, idrak çağında olması dikkat alınarak,  velayet tercihi konusunda sonuçları hakkında bilgilendirilip bizzat dinlenmesi; bu yeterli olmadığı takdirde uzman veya uzmanlardan velayet konusunda rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip velayetin düzenlenmesi gerektiği-
Tedbir nafakası alacağı dava tarihinden itibaren her gün doğduğu ve yeniden işlemeye başladığı, inşai özelliğe haiz olduğu, işlemiş olanların karar tarihinde, işleyecek olanların ise her ayın başında ödenebilir (muaccel) hale geleceği-
Davalı kadının birden fazla güven sarsıcı davranışlarının, bunu öğrenen davacı erkekte şiddetli elem ve hiddet oluşturduğu, bu duygular içerisinde bulunan ve öncesinde de eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı kanıtlanamayan erkeğin "sadece bu olay sebebiyle" eşine "basit nitelikte" fiziksel şiddet uyguladığı, bu sebeple boşanmaya neden olaylarda her iki tarafın da kusuru olmakla birlikte "davalı kadının, davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu", davalı kadının belirlenen kusurlu davranışının davacı erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve bu sebeple davacı erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Manevi tazminata hükmedilmesinde tarafların boşanmaya neden olaylardaki kusur durumları ile belirlenen bu kusurun kusuru daha az olan tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı dikkate alınacağı-