Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı kadının annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığının ve kayınvalidesine hakaretler ve beddua ettiğinin, buna karşılık davalı erkeğin ise bağımsız konut sağlamadığının, birlikte yaşadıkları annesinin kadına yönelik baskılarına ve kadının akrabalarına yönelik olumsuz tutum ve davranışlarına destek olduğunun, erkeğin annesinin kadın hakkında "defolsun gitsin, istemiyorum, alın gidin, oğlumu yeniden evlendireceğim" şeklinde sözler söylediğinin, erkeğin de "annem istemiyorsa ben de istemiyorum" diyerek eşini evden kovduğunun anlaşıldığı, gerçekleşen bu olaylara göre, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği-
davacı-karşı davalı kadının eşine hakaret ettiği, davalı-karşı davacı erkeğin ise eşine hakaret ettiği, sürekli ve düzenli bir işinin bulunmadığı, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği ve ortak konutu terkettiği anlaşıldığından davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekip davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerektiği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının çok olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği- Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Taraflar arasındaki boşanma davasında tespit edilen ekonomik durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olduğundan TBK. 50 VE 52'ye göre daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın çok olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekeceği-
Davalı erkeğin manevi tazminat talebine olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığının ve bunun belirlenmesinin kaçınılmaz olduğu, az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespitinin dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamayacağı, az kusurlu eşin karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığının anlaşılması gerekeceği- Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, davalı-karşı davacı kadın yararına TMK m. 174/1-2 koşullarının oluştuğu-