Boşanma davasında, yaşı nedeniyle idrak çağında bulunan 2007 doğumlu ortak çocuğun bizzat ya da istinabe yoluyla eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması gerektiği-
Davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilîn ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekeceği- Bir kısım tanık beyanlarında davacı kadının dershanede temizlik görevlisi olarak çalıştığı belirtildiğinden, mahkemece araştırma yapılarak kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise gelirinin sürekli, düzenli ve boşanma halinde kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olup olmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında hüküm tesisi gerekeceği-
Aldatan eşle birlikte olan kişinin tazminat sorumluluğu- Davalının, davacının eşiyle özel ilişki gerçekleştirerek davacının aile değerlerine haksız saldırı eyleminde bulunduğu ve böylece davacının kişisel değerlerine zarar vererek davacının zarar görmesine neden olduğu anlaşıldığından, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin eşinin ameliyatı ile ilgilenmediğinin, sağlık giderleri ile kişisel ihtiyaçlarını karşılamadığının ve eşine harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığının anlaşıldığı, davacı-karşı davalı erkeğin belirlenen kusurlu davranışları davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğundan, Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi koşullarının kadın yararına gerçekleştiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Eşit kusurlu eş lehine tazminata hükmedilemeyeceği-
Eldeki boşanma davasında tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekeceği- İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya gelmemeleri ve fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığının kanıtlanamaması durumunda da davalı kadına bir kusur yüklenemeyeceği- Davalı kadın süresinde cevap dilekçesi vererek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğundan, uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Kadının butlan davasındaki tazminat ve nafaka konusundaki feragati evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan bu davaya sirayet etmeyeceğinden, mahkemece “davalı-karşı davacı kadının erkeğin bu davadan önce açmış olduğu iptal davasında kadının maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemediği” gerekçesiyle davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı-karşı davacı kadın yararına TMK. mad. 174/1 ve 2 gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı erkekten kaynaklanan, davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylemin varlığı kanıtlanmadığına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. madde koşullarının oluşmadığı- Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesinin gerekli olduğu, ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlarının, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulacağı-