Dava dilekçesindeki ecrimilsil miktarı aylık 840.000.000 lira olarak istenildiği halde bilirkişi tarafından aylık 875.000.000 lira üzerinden hesap edilen miktar esas alınarak karar verilmesinin talep aşılması nedeniyle doğru görülmediği-
Davalı, dava konusu yerin gerçekte kendi tapusu içinde kaldığı kanısı ile tasarrufu halinde iyiniyetli sayılır. Mahkemece, açıklanan hususlarla ilgili araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Paydaşların kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemeyeceği, intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşların davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşlara bildirilmiş olmasına bağlı olduğu–
Fiili taksim konusundaki anlaşmanın bozulmuş olması ve TMK’nun 2. maddesi uyarınca, paylı taşınmazda süregelen taksimi sonlandırarak ecrimisil isteyen davacıdan, davalının da paylı mülkiyete her türlü el atılması veya payından az yer kullandığının anlaşılması halinde ecrimisil isteme hakkının doğduğunun kabul edilmesi gerekeceği–
İşgal tazminatının miktarının -emsal incelemesi sonucunda bulunacak- en az «kira» ve en çok da «tam gelir yoksunluğu» arasında değişebileceği–
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, ilk dönem kira parası taşınmazın mevcut haliyle ve serbest koşullarda emsallere göre belirlendikten sonra, sonraki yıllar için bulunan bu miktara toptan eşya fiyat endeksinin tamamı, yansıtılmak suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisilin belirlenmesi gerekeceği–
Haksız eylemden kaynaklanan bir alacağın dava edilmesinde hukuksal yararın varlığının tartışılamaz bir gerçek olduğu, özellikle, el atmanın önlenmesi ve yıkım ya da başka bir dava ile ecrimisil istenmesi halinde, ecrimisille ilgili davayı idari yargıya göndermenin; genel mahkemedeki davaları bekletici sorun saymanın, ecirimisilin tahsilinin uzunca bir süre sürüncemede kalması sonucunu doğuracağı, hazinenin hukuksal yararının ecrimisilin diğer isteklerle birlikte sonuca bağlanmasında olacağı, nitekim, Hukuk Genel Kurulunun da 2886 sayılı Kanunun 1.1.1984 yılında yürürlüğe girmesinden sonra intikal eden işlerde, ecrimisil taleplerinin ihbarname ya da ihtarname şartına bağlı olmadığını, Hazinenin beş yıllık süreye ilişkin olarak ecrimisil isteyebileceğini karara bağladığı, idarenin işlem ve eylemlerine karşı açılan davaların İdari Yargı’nın kapsamına alındığı, idarenin şahıslar aleyhine açtığı davaların ise bu kapsama girmediği-
Çekişmeli taşınmaz davacının onayı ve muvafakatı olmaksızın dava dışı kişi tarafından davalıya kiraya verildiği ve davacı bu kira sözleşmesine icazet vermediği için, davacı yönünden söz konusu sözleşmenin geçersiz olacağı ve işgal muvafakata dayalı olmadığından ecrimisil istenebilmesi için ayrıca bir ihtara gerek duyulmayacağı–
Haksız işgalcinin ecrimisilden sorumlu tutulabilmesi için malikin gelir kaybının (zararının) aranmayacağı–