Mahkemece, dava konusu taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuşsa çekişmeli bölümün kim veya kimlerin paylarına isabet ettiğinin, oluşmamışsa davacının kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının ortaya konulmasının gerekeceği-
Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda ;paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
Mahkemece, öncelikle tüm paydaşları bağlar biçimde binanın kullanımı açısından fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanmasının, tarafların göstereceği delillerin toplanıp sonucu uyarınca karar verilmesinin gerekeceği-
Muris muvazası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Çekişme konusu taşınmazda bulunan dairelerden birini paydaş davalının kullandığı, diğer daire ve dükkanın kiracıların kullanımında olup, davacıların kira paralarını paylaştıkları; bu durumda, davacıların paylarına karşılık taşınmazda tasarrufta bulundukları yerler olduğu, başka bir deyişle davacılar bakımından intifadan men koşulunun gerçekleşmediği-
Çekişme konusu taşınmazda pay sahibi olan tüm paydaşlar arasında harici bir taksim olup olmadığının ve harici bir taksim var ise, çekişmeli bölümün kime özgülendiğinin saptanması, yok eğer bir taksim bulunmuyor ise, yine tüm paydaşlarca uzunca bir zaman için her bir paydaşın kullandığı yer bulunacak şekilde bir fiili durumun yaratılıp yaratılmadığı üzerinde durulması ve böyle bir fiili durum yaratılmış ise, çekişmeli yerin zilyedinin kim olduğunun belirlenmesi, yok eğer böyle bir fiili durum yaratılmamış ise, davacı yönünden intifadan men koşulunun oluşup oluşmadığının araştırılması ile şayet gerek harici bir taksim yapılmış veya fiili bir durum oluşturularak çekişmeli yer davalı paydaşa özgülenmiş ise o taktirde davalı paydaşın, diğer davalı ile yaptığı veya yapacağı kira sözleşmesine değer verileceği-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olup, söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği; ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmekte olduğu-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığının veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmasının, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanmasının, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın, TMK’nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerekeceği-