Hakimin, eksik harcın tamamlanabilme süresini, takip eden duruşma gününe kadar olan süreden daha az bir süreyle sınırlandırmasına yasal olanak olmadığı-
Mirasbırakanın davalı yanında aynı akitle diğer mirasçılara ve başka bir akitle diğer mirasçılara da taşınmaz temlik ettiği gibi bir parça taşınmazını ise üçüncü kişiye satarak elde ettiği para ile davacıya da bir taşınmaz aldığı dosya kapsamıyla sabit olduğundan, temliklerin mal kaçırma amacı ile yapılmadığı murisin mallarını paylaştırma amacı ile hareket ettiği sonucuna varılması gerektiği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki çekişmenin inançlı işlemden kaynaklandığı davalının satın alma savunması ve davacının da bu ödemenin başkaca taşınmazların satışına ilişkin olduğuna dair iddiasının dinlenmesi gerekeceği-
İptal edilip davacı adına tesciline karar verilen ve davalı üzerinde bırakılan pay ve paydaların hükümde açıkça belirtilerek tarafların taşınmazlarda paydaş kılınması gerekeceği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Kadastro tespitine konu taşınmazlarda, öncesinde tapuda kayıtlı taşınmazların tapu dışı yolla satışına değer verilebilmesi için, haricen satın alan kişi tarafından kadastro tespitine kadar taşınmazın, kesintisiz çekişmesiz malik sıfatıyla en az 10 yıl zilyet bulunması gerektiği- Kadastro tutanağının düzenlenmesinin öncesinde de tapuda kayıtlı bir yer olan dava konusu olan taşınmazın, haricen satın alma tarihi, tespit tarihinden sonra olduğuna göre, tespit tarihinden sonraki zilyetlik hangi süreye ulaşırsa ulaşsın hukuki değer taşımayacağından ve davacının dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydının, dava konusu taşınmaza ait olmadığına ilişkin bir iddiası da bulunmadığından; 3402 s. K. mad. 13/B-b hükmünde belirtilen koşulların davacı yararına oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmasının, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin ispatanılmasının, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
Dosya kapsamından mirasbırakanın hem davacıya, hem dava dışı kıza temlikler yaptığı kayden sabit olduğundan, bu durumda, mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile değil, denkleştirme amacı ile hareket ettiği sonucuna varıldığı, davanın kabulü halinde mirasçı sıfatı ile hak sahibi olabilecek dava dışı mirasçılar da bu şekilde beyanda bulunduğundan, denkleştirme sözkonusu olduğunda mirasçılara verilen taşınır ya da taşınmaz değerlerin eşit olmasının aranmayacağının açık olduğu, davada tenkis istenmediği de gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvaazasına yönelik uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi için, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği- Mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, davalının satışın gerçek olduğunu savunduğu halde satış bedelini ödediğini kanıtlayamadığı, akitte gösterilen değer ile taşınmazın gerçek değeri arasında fiyat farkı olduğu, ayrıca murisin aynı akitlerle davaya konu edilmeyen başkaca taşınmazları da davalıya temlik ettiği hususları karşısında, mirasbırakanın temlikteki gerçek amacının mirasçıdan mal kaçırma olduğu ve temlikin muvazaalı olduğu-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-