İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlunun sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte alacağın dayandığı belgenin icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını sağlayabilmesi için, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermesi yanında takip konusu borcun ipotek teminatının kapsamındaki borç ilişkisinden doğduğunu da göstermesi gerekeceği, aksi halde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasının istenilemeyeceği, bu durumda itirazın hükümden düşürülebilmesinin genel mahkemelerde açılacak itirazın iptalı davası ile sağlanabileceği, borçluya gönderilen 06.12.2010 tarihli ihtarnameye 10.12.2010 tarihli ihtarla itiraz edilmiş olup ihtarla istenen alacak miktarının kesinleşmemiş olduğunu, bu durumda krediyi kullandıran alacaklının İİK'nun 68. maddesindeki koşulları taşıyan ödeme belgelerinin (dahili çek, kasa tediye fişi vs.) istenip gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak ipotek limitinin aşılamayacağı da gözönünde bulundurularak sonuca gidilmesi gerekirken takibin dayandığı ihtarname ve hesap özetlerinin İİK. mad. 68 uyarınca itirazın kaldırılmasını sağlayan belgelerden olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK. mad. 150/a yollamasıyla uygulanması gereken İİK. mad. 62 ve 72. uyarınca, ilamsız takiplerde her türlü itirazın icra müdürlüklerine yapılması gerektiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takiplerde, İİK'nun 150/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 62 ila 72. maddelerine göre süresi içinde yapılan itiraz ile takip olunacağı; takibin oluşması üzerine alacaklı için mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemeden itirazın iptali yönünde bir karar getirmedikçe takibe devam olunamayacağı-
Akit tablosunda yer alan “avans çeklerinin teminatı" ibaresinin, ipoteği teminat ipoteği şekline dönüştürmeyeceği-
Mahkemece, alacaklının itirazın kaldırılması istemi sadece takip dayanağı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belge vasfında olmadığından bahisle, işin esası incelenmeksizin reddedildiğinden, borçlu yararına tazminat verilebilmesi için aynı maddenin son bendinde öngörülen (talebin esasa ilişkin nedenlerle reddi) şeklindeki koşulunun oluşmadığı nazara alındığından, alacaklının tazminatla sorumlu tutulmaması gerekirken, aksine gerekçeyle alacaklı aleyhine tazminata karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK. mad. 150/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK.nun 62. maddesine göre şikayetçi borçlunun süresince icra dairesine borca itirazını bildirdiği ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu anlaşıldığından, bu aşamadan sonra alacaklı tarafından itirazın kaldırılması talebi ile icra mahkemesinde veya itirazın iptali talebi ile genel mahkemesinde dava açılması üzerine borçlu iddialarının tartışılması gerektiği, şikayetçi borçlunun rücu belgesine dayanılarak hakkında takip yapılamayacağı yönündeki şikayetinin bu gerekçeyle reddi gerektiği-
Bayilik sözleşmesinden doğan borca teminat verilmesi halinde genel mahkemelerde dava açılıp alacağın miktarı belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağından faiz alacağı yönünden itirazının kaldırılmasını isteyen alacaklının isteminin reddi gerekeceği-
Borçlu tarafından ileri sürülen itiraz sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği; takibe (zorunlu takip arkadaşlığı), faize itiraz konularında gerekçe gösterilmeksizin itirazın reddine karar verilemeyeceği-
İlamlı takip yapma hakkına sahip olan alacaklının, ilamlı veya ilamsız takip yollarından birini seçebileceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmış olan borçlunun mükerrerlik iddiasını icra dairesine yapması gerekeceği (İİK mad. 150/a; 62)-