Hukukumuzda kişilerin huzur ve güven içerisinde alışverişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ile ilgili olarak 4721 sayılı TMK. mad. 2 genel hükmü ayrıca menkul mallarda mad. 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise mad. 1023 özel hükümlerinin getirildiği- Devletin nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlendiği, bunların aleniliğini sağladığı, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul ettiği, değinilen sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini koruma zorunluluğunu duyduğu ve tüm bunların TMK. mad. 1023 ve 1024 uyarınca desteklendiği- Muvazaa iddialarında yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği- Kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı- Davacıların, davalılardan birinin ve diğer davalının teyzesinin görümcesi olduğu iddiasının aydınlatılması ile davalıların komşu oldukları hususları üzerinde durularak, davalının iyi niyetli olup olmadığının araştırılması, iyi niyetli olmadığının tespit edilmesi halinde iptal ve tescil isteğinin, iyi niyetli olduğunun tespit edilmesi halinde ise tazminat isteğinin kabul edilmesi gerekir iken, anılan hususlar üzerinde hiç durulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği- Ölümle hukuki şahsiyetin son bulacağı- Kamu düzenine ilişkin bulunan sicil tutma ilkesi gözetildiğinde hâkimin doğru sicil tutmakla yükümlü olduğu-
Davacı alacaklı tarafından icra takibine geçilebilmesi için hesabın kat edilmesi yeterli olduğunu, kat ihtarnamesinde ödeme için verilen süreden önce icra takibine başlanması halinde bu durumun, sadece faiz hesabında dikkate alınması gerektiği, "güven müessesesi niteliğine sahip Bankanın borçlularına gönderdiği ihtarname ile ödeme için süre tanımasına rağmen, bu süre dolmadan takip başlatmasının iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı" şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
Alacak davası- Hakkaniyet ilkesine-
Önalım davasında, fiili taksim iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece re'sen dikkate alınması gereken bir husus olduğu, eylemli paylaşmanın varlığı durumunda davanın reddi gerektiği, öte yandan bedelde muvazaa iddiasında bulunan davacının bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlayabileceği ve önalım bedelinin tapuda gösterilen satış bedeliyle davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibaret olduğunun gözetilmesi gerekeceği-
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-
Birleştirilen davada davacının akitte tanık olarak yer almasının muvazaalı işlemi bildiği ve miras hakkından vazgeçtiği anlamına gelmeyeceği- Birleştirilen dava yönünden, olumlu - olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı- Hükmün gerekçe kısmında, muvazaa olgusu kabul edilerek davacının davayı açmasının TMK. mad. 2'ye uygun olmadığı ve hükümde davanın ispat edilemediği gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verildiği belirtilip, hükmün gerekçesi ile gerekçeli karar arasında çelişkisi yaratılmış olmasının doğru olmadığı-
Hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-