Hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için hem yanılgıya düşen taraf yönünden (subjektif unsur) hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları yönünden (objektif unsur) hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanmasının zorunlu olduğu- Davalının yargılama sırasında öldüğü, terekesinin mirasçılarına intikal ettiği, kişiliğin ölümle sona ermesinden dolayı ölü kişi hakkında iptal tescil hükmü kurulamayacağı, ölü kişi hakkında iptal tescil kararı verilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteklerine  ilişkin olduğu - Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi arasındaki benzerlik yüklenici tarafından arsa üzerinde bina yapılması unsuru,  temel farkın ise arsa sahibi tarafından yükleniciye satış yetkisi verilmesi ve yüklenicinin bu yetkiye dayanarak bağımsız bölümleri satması, elde edilecek gelirin ise taraflar arasında paylaşılması unsuru olduğu - Somut olayda sözleşme gereğince arsa sahibine ait parsel üzerinde 24 apart daire  yapılması, dairelerin arsa sahibi ile yüklenici arasında %50'şer oranda paylaşılması, %10 pazarlama ve reklam giderleri düşüldükten sonra elde edilecek gelirin de aynı oranda paylaşılacağının kararlaştırıldığı - Taraflarca düzenlenen sözleşmede yapılacak inşaat nedeniyle edimlerin karşılığının tapu devri esası şeklinde değil, gelir paylaşımı suretiyle elde edilmesinin hedeflendiği, dolayısıyla gelir paylaşımı esasına dayalı olduğu, bu nedenle sözleşmenin gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi olduğunun kabulünün gerektiği -
Konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkin davada, borçlu şirket tarafından, bankaya verilen müşteri çeklerinin, konkordato kapsamındaki kredi borçlarının teminatı olmak üzere, konkordato tasdik davasından ve geçici mühlet kararından önce bankaya teslim edilmiş olan çekler olduğu, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı istinaf dairesinin, bu çeklerin konkordato tasdik projesi kapsamında olmayan çekişmeli alacaklara ilişkin olduğuna dair gerekçesinin isabetsiz olduğu, her ne kadar, konkordato projesindeki ödeme planına uyulmamış ise de az yukarıda açıklandığı üzere, davacı bankanın, aynı alacak için dava tarihi itibariyle konkordato projesine göre yapacağı tahsilat 141.433,64 TL iken, bu alacağın teminatı olarak verilen müşteri çeklerini takibe koymak suretiyle yaptığı tahsilat toplamı 892.598,27 TL olduğu, söz konusu tahsilatın konkordato projesi kapsamında yapılmış ödeme sayılmamasının yasal bir dayanağının bulunmadığı, İİK 303. maddesi kapsamında 3. kişiden alacağını tahsil edebilme hakkına sahip davacının henüz tasfiye süreci tamamlanmadan eldeki davayı açmasının M.K. 2. maddesine de aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince, bu husus gözetilerek, davacı banka yönünden konkordatonun feshi koşullarının oluşmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmesinin gerektiği-
11. HD. 28.12.2022 T. E: 710, K: 9585
11. HD. 28.12.2022 T. E: 2021/3337, K: 9571
Davacının sunduğu belgenin incelenmesinde, adı geçen evrakın davalı şirket unvanının antette bulunduğu, Hisse Senedi Devir ve Kabul Sözleşmesi adını taşıdığı, belge ile beraber davalı şirketin 208 adet hisse senedinin her biri ... Euro olmak üzere toplamda ... Euro karşılığında davacıdan devralındığı, ödenen miktarın ... Euro olduğu, davalı şirket ve yetkililerinin, primli pay senedi çıkarma yetkisi olmaksızın, nominal değerin üzerindeki bedel üzerinden “hisse devir kabul sözleşmesi” ve “hisse senedi talep formu” adlı belgelerle yüksek kâr vaadi ve istenildiği zaman para iadesi vaadi ile davacı gerçek kişilerin iradesini fesada uğrattığı, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığı, davalıların para toplama eyleminin hukuka aykırılık taşıdığı, haksız fiil kapsamında değerlendirildiği, zamanaşımı definin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, davanın yasal süresinde açıldığı, 7194 sayılı Kanunla eklenen geçici 4. maddede belirtilen “pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar” ibaresi dikkate alındığından SPK yazı cevabından davalı şirketlerin pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan halka açık ortaklık statüsünde olmakla birlikte söz konusu şirketlerin paylarının borsada işlem görmediği, davalı şirketlerin kanunun kapsamına girmediği, yasa hükmünün dava konusu uyuşmazlıkta uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, ... Euronun tahsil tarihi olan 31.07.2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesinin isabetli olacağı-
11. HD. 28.12.2022 T. E: 709, K: 9586
11. HD. 27.12.2022 T. E: 2021/8788, K: 9519
Dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin kıyı tarafında kaldığının beyanlar hanesine şerh düşüldüğü ve bunu görerek taşınmazı devralan davacının iyi niyetli olduğundan ve dürüst davrandığından söz edilemeyeceğinden, davacının tapusunun kıyı kenar çizgisi içinde kalması sebebiyle bir zararın oluştuğu kabul edilse bile bunun tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklanmadığının kabulü gerektiği-
Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup..