Davalı borçlulardan sadece birinin adresinde haciz yapılmış ve tutulan tutanak İİK’nun 105 niteliğinde geçici aciz belgesi niteliğinde ise de diğer borçlu adreslerinde yapılmış haciz ve alınmış bir aciz belgesi bulunmadığından, davalı dışındaki davalılar yönünden davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-İvazlar arasında fahiş fark olmadığı gibi davalının borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu ispat edilmemiş olup, borçlunun bu amaçla hareket etmesi bir başka deyişle kötü niyeti yeterli olmayıp üçüncü kişinin bu amaçtan haberdar olduğunun ispatı gerekeceği- Tapu yazılı belge niteliğinde olduğundan burada yazılı olan bedelin davalı üçüncü kişi tarafından ödendiğinin kabul edilmesi, aksi iddianın ileri süren tarafından ispatı gerekirken anılan davalıya usule aykırı olarak ispat külfeti yüklenerek, bedeli ödediğini ispatlayamadığı gerekçesi ile reddinin isabetli olmadığı-
Davacı tarafından davalı Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü'ne gönderilen satış bedeli ve temlik konusunda bilgi isteme içerikli yazılar 6183 sayılı K. mad. 79 kapsamında gönderilmiş haciz ihbarnamesi niteliğinde olmadığı- Arsa sahipleri ile yüklenici şirket arasındaki sözleşmelerin tarihsiz ve adi belge niteliğinde olması, taşınmazların arsa sahipleri adına tapuda kayıtlı olması, anılan sözleşmelerin resmi şekilde yapılmaması, sözleşmelere ilişkin damga vergisinin davalı 3. kişi şirket tarafından davadan sonra yatırılması, kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazda davalı borçlu şirketin temsilcisinin anne ve babasının malik olması gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığından davalı şirketler arasındaki temlik işleminin 6183 S. K. mad. 30 gereğince iptale tabi olduğu, esas davanın davacının kesinleşen alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekeceği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyeceği- Davalı üçüncü kişi şirketin borçlunun komşusu olması nedeniyle onun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde ticari işletme bulunması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1-2-3 gereğince iptale tabi bulunduğu-
İptali istenen tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapılmış olduğu, 18.8.2011 tarihli haciz tutanağının İİK’nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazların borca mahsuben satılmış olması nedeniyle İİK’nun 279/2, davalı 3.kişilerin borçlunun durumun ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK’nnun 280/1 madde gereğince iptale tabi bulunduğu- Dava konusu taşınmazların davalı borçlunun ipotek borcu nedeniyle banka tarafından yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sonucu ipotek borcu nedeniyle satıldığı, satışların kesinleştiği ve satış bedelinden davalılara para kalmadığı anlaşıldığından, dava konusu bu taşınmazlar yönünden "davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Davalı 3.kişinin borçlunun komşusu, diğer davalı 3.kişinin ise borçlunun vekili olduğu, aynı gün borçlu tarafından davalı 3. kişiye sekiz araç, diğer davalı 3. kişiye farklı iki günde 6 araç satılmış olması nedeniyle davalı 3.kişilerin borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması ve bu durumun ticari işletmenin kısmen devri mahiyetinde olması nedeniyle reddedilen araçlar yönünden de davanın İİK’nun 280.maddesi gereğince kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Amca-yeğen arasındaki tasrrufların iptale tabi olduğu (İİK. mad. 278)- Kredi sözleşmesinin kefili olan davacı-alacaklının, kredi borçlusu yerine yaptığı ödemenin, tasarruf tarihinden sonra olması nedeniyle tasarrufun iptali davasının reddedilemeyeceği-
İİK'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu gibi her iki üçüncü kişi de borçluyu yakından tanıyan birbirleri için kredi çekebilecek yakınlığa sahip oldukları dosya içeriği ile sabit olduğundan İİK'nun 280.maddesi gereği borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden de olduklarından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İpotek bedeli dikkate alındığında ivazlar arasında fahiş fark olmadığı, davalı üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bildiği yönünde delil sunulmadığından bahisle tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-
Davalılardan şirket ile borçlu şirket ve yetkilisi arasında bir yakınlık ya da ilişki olduğunun saptanamadığı, ayrıca İİK’nun 280. madde kapsamında borçlunun mali durumunu veya alacaklılarını ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken şahıslardan olduğunun tesbit edilemediği, araç satışının alacağa mahsuben yapıldığı yönünde bir iddia ve savunma da bulunulmadığından, söz konusu aracın peşinen satışının alacağa mahsuben yapılmadığı kabul edilerek aksinin ispatını anılan davalı şirkete yükleyerek bu hususun ispatlanmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu ev önce borçlunun yakın arkadaşı ve daha sonra borçlunun kardeşine satılmış olduğundan ve her iki davalının da borçlunun mali durumunun bozuk olduğunu bildiği açık ikrarları ile sabit olduğundan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği (.6183 s. K. mad. 30)- 6183 s. Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-