Dava konusu taşınmazın satış (tasarruf) tarihi ile kat'i aciz belgesi arasında İİK. mad. 278/2 'de öngörülen iki yıllık süre geçmiş olduğundan, tasarrufun bu madde gereğince iptal edilemeyeceği- Davanın İİK. mad. 284 gereğince beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı anlaşıldığından, davalı borçlu ve üçüncü kişi arasındaki (taşınmaz hissesinin satışına ilişkin) tasarrufun İİK. mad.  280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığının tesbiti amacıyla, davalıların aile nüfus kayıtları istenerek akrabalık durumunun belirlenmesi, vergi ve ticari sicil kayıtları istenerek iş ortaklığı olup olmadığının tespiti, davalı üçüncü kişinin taşınmazda hissedar olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Baba-oğul olan davalılar arasındaki dava konusu taşınmaz satışa ilişkin tasarrufun İİK 278 ve 280. maddeler gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu tasarrufun iptali ile takip dosyalarındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi tanınmasına,davacının alacağını aldıktan sonra satış bedeli kalır ise davalı M.A.'a verilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı ve bu kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu- İİK mad. 283 gereğince davacının, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde edeceği ve ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği- İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine mahkûm edilmesi gerektiği, üçüncü kişinin sorumlu olduğu miktarın, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeri kadar olduğu- 
Üçüncü kişinin İİK'nun 96 vd. maddelerine dayalı açtığı istihkak davasına karşı alacaklının açtığı tasarrufun iptaline ilişkin dava dilekçesinde borçlu adına yer verilmiş; mahkeme de tasarrufun iptali dava dilekçesinin borçluya tebliği yönünde bir karar oluşturmakla birlikte borçluya herhangi bir tebligat yapmamış olduğundan borçlunun savunma ve adil yargılanma hakkını ihlal edilmiş olduğu-
Davalı borçlunun dava konusu taşınmazları aleyhine hükmedilen tazminat alacağını karşılıksız bırakmak amacıyla oğullarına muvazaalı devrettiği,davacının amacının alacağının tahsilini sağlamak için hukuki muamelenin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu, davacının hakkının ayni değil şahsi olması nedeniyle tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmamasına, davalı 3. kişinin tapudaki bedel dışında banka aracılıyla davalı borçlunun yetkili vekiline ödeme yaptığını kanıtlamasına ve davalı 3.kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamamasına göre tasarrufun iptali davasının reddinin isabetli olduğu-
Davalının, borçlu şirket ortağının kızı olmasından dolayı borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceği (İİK. mad. 280/I)-
Edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu- Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde üçüncü kişinin  iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği- Üçüncü kişi ile borçlunun hemşehri olmaları ve  burasının çok küçük bir ilçe olması karşısında, davalı üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarım ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü gerektiği (İİK. mad. 280/1)- Borçlu ile eşinin halası durumundaki davalı arasındaki tasarrufun bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu- Davalı üçüncü kişinin, yeğeninin kocası olan borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarım ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceği- Tasarrufa konu malın davalı üçüncü kişi tarafından dava dışı bir şahsa satılmış olması ve ve aracın son maliki hakkında iptal isteminde bulunulmaması halinde, üçüncü kişinin, İİK. mad. 283/2 uyarınca bedele dönüşen davada, malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerektiği- Borçlu ile tasarrufta bulunmayan davalı dördüncü kişi yönünden, bedeller arasındaki mislini aşan farkın tek başına iptal nedeni olmayacağı- Davalı borçlu ile davalı dördüncü kişi arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastının üçüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın da ispat edilemediğinden, davalı dördüncü kişi hakkındaki davanın reddi; davalı üçüncü kişi yönünden ise davanın bedele dönüştüğünün kabul edilmesi gerektiği-
Davalıların 'kardeş' olmaları sebebiyle aralarındaki tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-