Taşınmazın satış tarihlerindeki değeri belli olmadığından, mahkemece öncelikle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın satış tarihlerindeki değeri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, icra takip dosyası istenerek takip alacaklısı ile davalının aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi, aynı kişi ise tasarrufun 6183 s  K. mad. 29/1-2 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- Davalı üçüncü kişi ile davalı borçlunun aynı yer nüfusuna kayıtlı olması ve davalının borçluyu tanıdığını beyan etmesi karşısında, bu tasarrufun 6183 s. K. mad. 30. maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının takdir edilmesi gerektiği- Her iki tasarrufunda iptale tabi olduğunun tespiti halinde, davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, davalının taşınmazı elden çıkardığı tarihteki değeri oranında 6183 s. K. mad. 31 gereğince takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tazminatla sorumluğuna karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeline ipotek bedeli eklendiğinde davalı-üçüncü kişinin ödediği bedelin piyasa değerinin üzerinde olduğu ve kötüniyetli olduğu da ispatlanamadığından tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği–
Rayiç değeri 42.000 TL olan taşınmazın 180.000,00 TL'ye satın alınmasının, hayatın olağan akışına uygun olmadığı-
İptale tabi tasarruflar için kanunun genel bir tanımlama yaparak, hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini, hakimin takdirine bırakmış olduğu- Bedel farkının tek başına dördüncü kişi yönünden iptal nedeni olamayacağı- Davalılar borçlu ile dördüncü kişi arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını dördüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlık da ispat edilemediğinden, dördüncü kişi davalı hakkındaki tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Borçlu ile üçüncü  kişi arasında tasarruf öncesinde, "kiracılık ilişkisi" olduğu görüldüğünden, borçlu ile ticari ilişki içinde olan üçüncü kişinin borçlunun mal kaçırma kastını bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerektiği- Satış yapılmadan 15 gün önce satış bedeline mahsuben borçluya para gönderen ve satış işlemlerinin devam ettiği sırada davalı borçlu ile rehin bedelinin ne şekilde taksim edileceği hususunda bir sözleşme de imzalamış olan üçüncü kişinin, borçlunun durumundan en azından satış öncesinde haberdar olduğu ve satış sonrasında borçlu şirkete bu taşınmazı kiraya verdiği görüldüğünden, üçüncü kişi yönünden iptal koşullarının oluştuğu-
Dava konusu taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmaması ve davalı borçlu ile diğer davalılar arasında, akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kasdını üçüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösteren bir yakınlığın kanıtlanamaması halinde, açılmış olan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 278/III-2 gereğince edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu- Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği-Borçlunun, 3. kişi konumundaki şirketin ortakları ile kardeş olması halinde, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının davalı 3. kişi tarafından bilindiğinin kabulü ile yapılan tasarrufun iptali gerekeceği- (İÎK mad. 280/1) 
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için geçici veya kat'i aciz belgesinin sunulması gerekeceği, tasarrufun iptali davaları tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceğinden bu tür davalarda tanık dinlenmesinin davanın değeri ve takip konusu alacak miktarıyla sınırlı olmadığı- Davacı-alacaklı vekiline geçici veya kati aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi, sunulmadığı takdirde davanın "ön koşul yokluğundan reddine", sunulduğu takdirde davanın esasına girilerek dava konusu tasarrufun özellikle İİK. mad. 278/3-1 ve 2 ile 280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığı yönünden taraf delillerinin toplanması ve davacı vekili tarafından delil listesinde bildirilen tanığının da dinlenerek delillerin tümünün değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalılar arasındaki 15.2.2008 tarihli tasarruf yönünden davalı .....'nın davalı borçlunun yetkilisi ve dava dışı borçlu şirketin çalışanı olduğundan, ayrıca taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğundan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin, ortağı davalıya yaptığı araç satışına ilişkin tasarrufun İİK. mad. 280 gereğince iptale tabi olduğu- İİK 283/2 madde gereğince 3.kişinin tazminat sorumluluğu dava konusu malı elden çıkardığı tarihteki malın değeri kadar olduğu ve borçlu hakkındaki takip devam ettiğinden hükmedilen tazminata ayrıca faiz uygulanmayacağı-
Borçlu tarafından satılan taşınmazların yine borçlunun kullanımında olmasının hayatının olağan akışına uymadığı- Değeri 11.252 TL olan taşınmazın, üzerindeki ipotek ve hacizlerle birlikte 50.820 TL gibi bir bedelle alınmasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği-