İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davaları ile TBK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan danışık (muvazaa) davaları bir benzerlik görülmekte ise de amaç ve hukuki nitelik olarak biribirinden farklı olduğu- Danışıklığa dayalı olarak açılan davanın kabulü için, borçlu ve üçüncü kişi arasındaki işlem gibi üçüncü kişi ve sonrasındaki kişilerinde kötü niyetli ve işlemin danışıklı olması gerektiği- Davalının dördüncü kişi olarak kötü niyetli ve mal kaçırma amacı ile işlemin yapıldığını bildiği yönünde somut bir delil ve ispat olmadığı gibi, taşınmaz için çektiği anlaşılan kredi miktarına göre taşınmazın gerçek değeri ile alış bedeli arasında fahiş bir farkta bulunmadığı, davalı yönünden "danışıklılık iddiası" ispat edilemediğinden, bu şahıs yönünden işlem geçerli olup, davanın bir bütün olarak ispat edilemediğinin kabulü ile davanın reddi gerektiği-

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı borçlu ve 4.kişi E. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi ger ...