Dördüncü ve diğer kişiler yönünden tasarrufun iptali İİK'nın 280/I. maddesi uyarınca borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının bu kişilerce bilindiği veya bilinmesini gerektirir açık emarelerin bulunduğu hallerde söz konusu olabileceği, kötü niyet isbat edilmediğinde, İİK’nun 283. maddesine göre, davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak, mahkemece davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri belirlenerek, belirlenen bu değer oranında (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekeceği-
Davalılardan R.'nın borçlunun eşi, E. ve Ayda'nın da borçlunun çocukları olmasına İİK'nın 278/III-1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalıla­rın bu akrabalık dolayısıyla borçlu S.in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacak­lılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle de tasar­rufun iptali gerekeceği-
Yalnızca borçlunun kötüniyetli olması tasarrufun iptali için yeterli olmayıp, bu kötüniyetin borçlu ile tasarrufta bulunan kişi ya da kişilerce de bilinmesi gerekeceği-
Başkaca delillerle desteklenmedikçe, yalnızca daha önceden kaza geçirmiş bir aracın satın alınmış olmasının tasarrufun iptalini gerektirmeyeceği, davacının delil dilekçesinde yer alan nüfus kayıtlarının, davalıların üst soylarına ilişkin bölümlerinin de getirtilerek incelenmesi, varsa davalılara ait ticari işletmeler arasındaki ilişkilerin araştırılması, borçlunun mal kaçırma kastının diğer davalı tarafından bilinip bilinmediği ya da bilenebilecek durumda olup olmadığının üzerinde durulması, ayrıca devredilen aracın davalı borçlu açısından ticari işletme niteliğinde olup olmadığı üzerinde durulması ve İİK. mad. 280/son kapsamında bir satış olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Takip konusu borcun 2004-2010 yılları arasındaki döneme ait olması halinde mahkemece davacı alacaklıya 2004 Ocak ayında tasarruf tarihi olan 09.08.2007 tarihine kadar olan vergi borcu ve fer'ileri konusunda bunlarla sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi tanınması gerekeceği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Davalı borçlu ile oğlu arasındaki taşınmaz devirlerine ilişkin tasarrufların İİK. mad. 278 gereğince bağışlama hük­münde olup iptale tabi olduğu- Davalı borçlu tarafından dava konusu araç davalıya satılmış olmasına rağmen aracın halen borçlu tarafından kullanıldığının tanık beyanları ile belirlenmesi karşısında satışın mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiy­le davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 283/1 gereğince, dava sabit olduğu takdirde alacaklının dava konu­su mal üzerinde cebri icra yoluyla alacağını alma yetkisi elde edeceği- Tasarrufa konu mal taşınmaz olduğu takdirde ise, davalı alıcının üzerindeki tapu kaydının iptaline gerek olmadan, alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere, o taşınmazın haciz ve satışını alacaklı isteyebileceği, bu sebeple mahkemece takip konusu alacak ve fer'ileri toplamı ile sınırlı olmak üzere tasarrufun iptali ile yetinilmesi gerekirken tapu kaydının ve araç kaydının davalı borçlu adına kayıt ve tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK.'nun 280/I maddesi uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmesi için, borçlu-davalının değil, borçlu ile tasarrufta bulunan üçüncü kişinin (diğer bir anlatımla; borçludan satın alan kişinin) borçlunun ızrar kastını bilen veya bilebilecek kişilerden olduğunun kanıtlanmasının gerekeceği-
Mahkemece, taşınmazın tasarrufa konu olan bölümü hakkında gerçek değer tespiti yaptırılması ve davalı üçüncü kişinin, borçlu davalının alacaklılardan mal kaçırma kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının somut verilere dayalı olarak -aynı sitede oturduklarına ilişkin belge ve oturan sayısı itibariyle büyük bir nüfusu barındıran sitede birbirlerini ne şekilde tanıdıklarına ilişkinde bilgiler birlikte değerlendirilerek- tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu- 6183 sayılı yasanın 30. maddesi borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kıs¬mının veya tamamının tahsiline imkân bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından ya¬pılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kim-selerle yapılan bütün muamelelerin tarihleri ne olursa olsun hükümsüz olduğunu ön¬gördüğü, bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazın 1/3 payının 09.05.2001 tarihinde yapılan satışına ilişkin olarak davalılardan C. Ö. ile borçlu A.vahap'ın aynı ilçe nüfusuna kayıtlı olmaları, davalı A. ile borçlunun kardeş olması nedeniyle borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadıklarının tartışılması, olayda 6183 sayılı yasanın 30. maddesinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
6183 sayılı Kanun mad. 30/I gereğince, malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği- Davalıların ilişkilerinin ne düzeyde olduğunun belirlenmesi, davalı borçluya ait taşınmazların inançlı işlem yolu ile dava dışı kimse adına kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi açısından, davalı üçüncü kişi ile dava dışı kişinin sanık olarak yargılandığı dava ile aynı kişilerin davalı oldukları bir diğer iptal davasına ilişin dosyaların celp edilerek incelenmesi ve davalı üçüncü kişinin eşinin davalı borçlunun vekili olarak görev yapıp yapmadığının araştırılması gerekeceği-