Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için geçici veya kat'i aciz belgesinin sunulması gerekeceği, tasarrufun iptali davaları tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceğinden bu tür davalarda tanık dinlenmesinin davanın değeri ve takip konusu alacak miktarıyla sınırlı olmadığı- Davacı alacaklı vekiline geçici veya kati aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi, sunulmadığı  takdirde davanın ön koşul yokluğundan reddine, sunulduğu takdirde davanın esasına girilerek dava konusu tasarrufun özellikle İİK. mad. 278/3-1 ve 2 ile 280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığı yönünden taraf delillerinin toplanması ve davacı vekili tarafından delil listesinde bildirilen tanığının da dinlenerek delillerin tümünün değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından, davalı üçüncü kişiye satılan taşınmazın, borçlunun ailesi tarafından kullanılıyor olmasının, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği; davalıların 1985 yılından beri arkadaş oldukları ve birlikte bir spor kulübünün yönetiminde yer aldıkları ve bu hali ile davalı borçlunun içinde bulunduğu durumun davalı 3.kişi tarafından bilenebilecek nitelikte olduğu davalı borçlunun mal kaçırmak amacıyla devri gerçekleştirdiğinin kabulü gerektiği-
Davalı 3.kişinin, borçlunun eşinin kardeşinin torunu olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu ve davalı borçlunun aynı gün dört taşınmazını birden davalıya satmış olması hayatın olağan akışına uymadığı anlaşıldığından, davalı 3. kişinin borçlunun amacını ve durumunu bilerek hareket ettiğinin kabulü ile davanın İİK. mad. 280/1 gereğince kabulü ile davalılar arasındaki tasarrufun takip konusu alacak ve ferileriyle iptaline karar verilmesi gerekeceği- Dava dışı 4. kişinin davaya dahil edilmesi istendiğinden, bunun için davacı vekiline süre verilmesi ve 4. kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanması halinde davanın kabulüne, aksi halde, davalı 3. kişi hakkındaki davanın İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, bilirkişiden davalı 3. kişi tarafından malın elden çıkarıldığı tarihteki değeri yönünden rapor alınarak bu değer nispetinde ve davacının takip konusu alacak feriyle sınırlı olarak davalı 3. kişinin tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun yapıldığı tarihte karı-koca olan taraflar arasında yapılan tasarrufun iyi niyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK. mad. 278/3-1 gereğince iptale tabi olduğu- Haciz tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde yapılmayan tasarrufun sadece bedel farkı nedeniyle iptal edilemeyeceği- Üçüncü kişinin, borçlu eşinin amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olduğu-
Davalı borçlunun, kendisini temsil ettirdiği avukata verdiği adreste yapılan hacizde "geçici olarak bulunulduğu" iddiasında bulunduğu ve duruşma sırasında ise ısrarlı soruya rağmen borçlunun adres bildirmekten imtina etmiş olduğu, icra dosyasında borçlunun tapu kayıtlarının araştırılmasına yönelik cevabının neticesinin araştırılmamış olduğu anlaşılmış olup, borçlunun aciz hali mevcut olmakla birlikte, tapudan gelecek cevabın araştırılması ve borçlunun aciz halini ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı anlaşıldığı takdirde sürekli adres değiştiren borçlunun aciz hali var kabul edilerek yargılamaya devam olunması, dava konusu taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunup bulunmadığına yönelik olarak davacının dayandığı keşif deliline başvurulması, davacıdan tanık listesinin istenilmesi ve bedel farkına yönelik ve İİK. mad. 280/I. fıkrasına ilişkin araştırma da yapılarak hasıl alacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken "aciz belgesi sunulmadığı" gerekçesiyle tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alıcılar tarafından resmi belgeler ile yapılmış ödemelerin de satış bedellerine eklenmesi gerekitği, bedel farkının bu durumda oluşmadığı ve borçlular ile diğer davalılar arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişilerin bildiği ya da bilebilecek durumda olduklarını gösterir bir yakınlığın da ispat edilemediği görüldüğünden, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tasarrufa konu aracın küçük bir ilde, değerinin altında satışının yapılması ve borçlu şirkete kiralanması halinde tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davalının, borçlunun eşinin amcasının oğlu olması nedeniyle borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğundan tasarrufun iptalinin gerekeceği (İİK. mad. 280/I )-
Davalı-üçüncü kişinin, köylüsü olan borçlunun , alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılara zarar vermek kasdı ile hareket ettiğini bilebilecek durumda olan kişilerden olduğu-
Borçlu ile oğlu arasındaki tasarrufların -İİK. mad. 278/III-1 ve İİK. mad. 280 uyarınca- iptâle tabi olduğu-