Borçlunun evinde haciz yapılan hacizde 1.750,00 TL lik ev eşyasının haczedildiği, borçlunun başka haczi kabil malının bulunmadığı belirtilmiş ve bu belge İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi ola­rak kabul edilmiş ise de; borçlu adına kayıtlı 8 araç ve 8 adet taşınmaz bu­lunduğu, alacaklı tarafından borçlunun söz konusu malları üzerinde haciz ve kıymet takdiri işlemlerinin yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece bunlar yönünden kıymet takdiri yaptırılarak üzerindeki haciz tarihleri ve miktarları ve halen geçerli olup olmadıkları tespit edilerek borçlunun aciz halinde olup olmadığı, borçlunun mevcut malvarlığının dava konusu icra dosyasındaki alacak ve fer'ileri karşılayıp kar­şılamadığının tespiti, eğer borçlunun mevcut malvarlığı bunu karşılamaya yeterli ise davanın önşart yokluğundan red­dine, karşılamaması halinde ise, söz konusu haciz tutanağının İİK. 105 anlamında "geçici aciz belgesi" olarak kabulü ile davalılar arasındaki dava konusu tasar­rufların iptaline karar verilmesi gerektiği- Borçlu ile kardeşi arasındaki tasarrufun İİK 278/3-1 madde gereğince bağış­lama niteliğinde olup batıl olduğu; İİK. mad. 280 gereğince de, davalı üçüncü kişinin borçlunun kardeşi olması nedeniyle onun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu; satış bedelinin rayiç değeri altında olması nedeniyle tasarrufun İİK. mad. 278/2 gereğince de iptale tabi olduğu-
Davalı üçüncü kişinin, işvereni olan borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu- Borçlu şirketin dava konusu taşıtlarını işçilerine satışına ilişkin tasarrufun iptali davasında, davalıya satılan aracın dava dışı başka bir kişiye devredilmesi nedeniyle eldeki davanın aracın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri oranında bedele dönüştürülmesi talebi gözetilmeden yazılı şekilde tasarrufun iptali kararı verilemeyeceği- Tasarrufun iptali davalarında, vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-
Yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunduğu, İİK'nın 278/III-2. maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu, 3. kişi tarafından ta­şınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı, satış tarihinden 1 yıldan fazla süre önceki tarihli banka havale belgelerinin olağan hayat tecrübelerinin gerek­leri göz önüne alındığında dava konusu taşınmaza ilişkin bir ödeme olarak değerlendirilemeyeceği, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine ve davalı N.ye G. K. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekeceği-
İİK mad. 277 vd. maddelerinde sözü edilen iptal davalarının, borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış tasarrufların alacaklı davacı yönünden hükümsüz kılınması için açılabileceği, geçersiz olan tasarruflara karşı tasarrufun iptali davası açılamayacağı- Şirket hisselerini devreden davalı borçlunun kısıtlı olmadığının ve devir sözleşmesinin geçerli olduğunun anlaşılması halinde, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği gözönüne alınarak, borçludan iptale konu şirket hisselerini alan kimselerin, hisseleri satın aldıkları tarihte şirket hissedarı olan kişiyle aralarındaki akrabalık bağının araştırılmasının yapılması, davalıların hisselerini aldığı şirketin ticaret sicil kayıtları incelenerek şirket ile geçmiş dönemde her hangi bir bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve dinlenen tanıkların davalıların, borçlu ile aynı işyerinde çalıştıkları yönündeki beyanları dikkate alınarak bu durumların araştırılması gerektiği-
Davalı borçlunun dava konusu taşınmazları eşinin abisinin oğlu olan davalıya devretmiş olması nedeniyle yapılan tasarrufun İİK 278/1. maddesi gereğince bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu, aynı yasanın 280. maddesi gereğince davalının, borçlunun amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olması nedeniyle iptale tabi olduğu-
İİK. mad. 280/son gereğince, ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul edileceği, bu karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirilmesi veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatıyla çürütülebileceği-
Borçlunun sürekli adres değiştirdiği, bilinen adreslerinde değişik tarihlerde yapılan hacizlerden de bir sonuç alınmadığı, ayrıca kurumlara yazılan yazılar sonucu gelen cevaplardan borçlunun borcu karşılayacak malının bulunmadığı anlaşıldığından, davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği- Davalı üçüncü kişinin, borçlunun baldızı olması ve İİK. mad. 278/III-1 gereğince, bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayılması ve davalı üçüncü kişinin, eniştesi olan borçlunun, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceği-
11. HD. 23.05.2012 T. E: 2011/1217, K: 8611-
İcra takibi sırasında yapılmış bir fiili haciz bulunmadığından ve tasarruf, alınan aciz belgesinden geriye doğru 2 yıl içinde gerçekleşmiş olmadığından İİK. mad. 278 gereğince bedel farkından dolayı tasarrufun iptaline karar verilemeyeceği, ancak mahkemece diğer maddelerde göre de değerlendirme yapılması gerektiğinden, davalılar arasında arkadaşlık, akrabalık, ticari ilişki veya komşuluk olup olmadığı, üçüncü kişinin borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığı irdelenerek ve davacının tanık delili dahil tüm delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazı üçüncü kişiden alan kimse ile (dördüncü kişi), dördüncü kişiden alan kimsenin (beşinci kişinin) ancak kötü niyetli olduklarının kanıtlanması durumunda, bu davalılar hakkında tasarrufun iptali davasının kabul edilebileceği- Davacı alacaklı tarafından üçüncü kişiden sonra gelen davalıların kötü niyetli oldukları isbat edilmediğinde, İİK’nun 283. maddesine göre, davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak, mahkemece davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri belirlenerek, belirlenen bu değer oranında (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekeceği-