Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu- Tasfiyeye konu S.S Yapı Kooperatifine 1994'te üye olunmuş ve ödemeler bu tarihten itibaren devam ettiğinden, dava konusu bağımsız bölüm tarihinde 29.01.2009 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edildiği, Yapı Kooperatifindeki binaların kaba inşaatının 2001 yılında tamamlandığı ve bu haliyle üyelere teslim edildiği, binaların oturulur hale bu tarihten sonra üyeler tarafından yerine getirildiğinin' belirtildiği, davacı vekilinin, beyanı ile katılma alacağı taleplerinin olmadığını ifade ettiği, bozma ilamında taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce teslim edilip edilmediği ve ödemelerin 01.01.2002 tarihinden sonra devam edip etmediğinin tespit edilmesi istenildiği, görüldüğünden, mahkemece, taşınmazın 2001 yılında kaba inşaat halinde davalıya teslim edildiği ve davacının katkı payı alacağı talebi olduğuna göre, taşınmazın dava tarihindeki kaba inşaat halindeki rayiç değeri uzman bilirkişi tarafından belirlenerek, bu değer üzerinden katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Mal rejiminin, boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ereceği- Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden, evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu- Tasfiyeye konu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 2003'de satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş olup, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı- Tasfiyeye konu taşınmazın, davalı adına 2001'de evlilik birliğinden önce edinilen ve 2003'de devredilen bağımsız bölümün satışından elde edilen bedelin kullanılarak satın alındığı, davacı tanıkları, tasfiyeye konu taşınmazın 36.000,00 TL ye alındığını beyan etmesine rağmen, mahkemece tasfiyeye konu taşınmazın bilirkişi tarafından tespit edilen edinme tarihindeki değeri esas alınarak denkleştirme yapılarak artık değere katılma alacağı hükmedilmesinin doğru olmadığı- Taşınmazın davacı tanıklarının beyanında belirttikleri bedel dikkate alınarak, bu değer üzerinden artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Tasfiyeye konu taşınmazın boşanma dava tarihinden sonra davalı tarafından devredildiğinin, mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olduğunun, mahkemece katkı payı alacağı taşınmazın devir tarihindeki değeri olan 40.000,00 TL esas alınarak hesaplama yapıldığının anlaşıldığı, mahkemece, mal rejiminin sona erdiği tarihte tasfiyeye konu taşınmaz mevcut olduğu dikkate alınarak, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri (65.000,00 TL) esas alınarak davacı eşin katkı payı alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki kesinleşmeyen boşanma davasının mal rejiminin tasfiyesi ile alacak davasında bekletici mesele yapılması gerektiği-
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiş olduğu- Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu- Tasfiyeye konu taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihte satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş olup mahkemece, davanın katılma alacağı davası olduğu gözetilerek öncelikle, davanın kaldığı yerden devamı ile tasfiyeye konu edilen taşınmazın davalı eş tarafından edinme ve satış tarihlerini gösterir şekilde tedavüllü tapu kayıtları ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek mal rejimi sona erdiğinde mevcut durumun tespitine çalışılması, ve davacı tarafın katılma alacağı talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Tasfiyeye konu bağımsız bölümün edinilmesine davalının ve davacının kişisel malı ile katkısı kanıtlanmadığından, taşınmazın tamamının aksi kanıtlanamadığından edinilmiş mal olduğunun kabulü gerektiği- Taşınmazın bedelinin bir kısmının peşin bir kısmınında kredi ile karşılandığı, taşınmazın edinilmesinde davalı adına 111 ay vadeli konut kredisinin 15 aylık taksidinin boşanma dava tarihine kadar ödendiği, kalan 96 aylık taksidin taşınmazın borcu olarak kaldığı anlaşılmakla, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu bankadan getirtilerek, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile karşıladıkları miktar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenerek karar verilmesi gerektiği-
Katkı payı alacak isteği-
8. HD. 23.03.2017 T. E: 2015/16385, K: 4117-
8. HD. 21.03.2017 T. E: 2015/13402, K: 4014-
Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklandığından, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olması veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek olmadığı- Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin bu iddiasını ispat etmesi gerektiği- Bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği- Tasfiyeye konu edilen araç eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına tescil edilmiş olup araç edinme tarihi itibariyle davalının edinilmiş malı olduğundan, aksinin davalı tarafından ispatı gerektiği- Araç alımında kullanıldığı anlaşılan davalı adına çekilen 18 ay vadeli tüketici kredisi evrakları gözetilerek öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunup, sonra bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilerek, tespit edilecek bu oranın, aracın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarının belirlenmesi, saptanan aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktarın, artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulması ve uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınması gerektiği-