İmzalanan kira sözleşmesinin Borçlar Kanunu'nun 27.maddesi hükmüne aykırı olduğunu söyleyebilmek için konusunun imkansız veya gayri muhik ya da ahlaka adaba ve kanunun emredici hükümlerine aykırı olması gerektiği, bu unsurların saptanması halinde akit mutlak butlanla batıl olup, sözleşme başından itibaren geçersiz olduğu, yine sözleşmenin gabin, hata, hile, ikrah altında yapıldığı iddiası var ise, sözleşmenin iptalini ya da feshinin talep edilebileceği, davacı, kiralanan taşınmazın imar planında turizm tesis alanında kaldığı ve turizm amacı dışında uzun süreli kira sözleşmeleri ile mesken olarak kullanılamayacağı gerekçesiyle sözleşmenin yok hükmünde olduğu iddiasına dayanmış ise de; kira akdinin tarafların özgür iradeleri ile kurulduğu, konusunun ve koşullarının belirlendiğinin anlaşıldığı, yukarıda belirtilen Borçlar Kanunu hükümlerine göre akdin feshini, geçersizliğini gerektirir bir durum bulunmadığı, davada dayanılan kira sözleşmesinin ayakta olduğu ve geçerliliğini sürdürdüğü, bu durumda, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın müşterek mülkiyete konu olduğu anlaşılmakla, bu durumda ancak pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmak koşulu ile sadece ihalede satılan borçlu hissesi için İİK’nun 135.maddesinin uygulanma imkanı olabileceği-
Paylı mülkiyete konu dava konusu taşınmaz TMK'nun 691/1.maddesindeki pay ve paydaş çoğunluğu olmadan kiraya verilmiş ise de, sözleşmenin tarafı olmayan paydaşların kullanıma engel olduğu ya da bozma ilamına kadar iptal davası açtıkları iddia ve ispat edilmediğinden, uyuşmazlığın kira sözleşmesi dikkate alınarak çözümlenmesi, ayrıca kiracılığın tespiti davasının bekletici mesele yapılarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışının (ihalesinin) KDV den istisna olduğu, bu satışların müzayede suretiyle gerçekleşmesinin belirtilen duruma etkisinin olmadığı (3065 s. K. mad. 17), şirketlerin de kurum kavramının içinde yer aldığı- İcra müdürünün tapu harçları konusunda karar verme yetkisinin olmadığı-
Tahliye emrinin iptali talebi İİK'nun 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğinde olup, bu davalarda hasmın yanlış gösterilmesi halinde şikayet reddedilmeyip doğru hasma şikayet dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekeceği-
Tahliye emrine karşı taşınmazı işgal eden ve bu sıfatla kendisine tahliye emri gönderilmiş olan 3. kişinin 7 gün içinde gerekçeleriyle birlikte mahkemeye şikayet yoluna başvurabileceği, 3. kişinin doğrudan satış memurluğuna yaptığı itirazın geçersiz olup, hukuki bir sonuç doğurmayacağı-
Taşınmazı ihalede üzerinde intifa hakkıyla birlikte satın alan alıcının, taşınmazda oturan intifa hakkı sahibini İİK. 135'e göre kendisine tahliye emri göndererek taşınmazdan tahliyesinin sağlayamayacağı- İhale alıcısının ancak TMK. ve TBK. hükümlerine dayalı olarak yerel mahkemede dava açıp alacağı ilamla taşınmazda oturan intifa hakkı sahibinin tahliyesini sağlayabileceği-
Tahliye emrine karşı yalnız (taşınmazı işgal eden ve bu sıfatla kendisine tahliye emri gönderilmiş olan) 3. kişinin şikayet yoluna başvurabileceği-
Şikayetçinin İİK'nun 135/2. maddesi uyarınca, resmi nitelikte bir sözleşme ile ihale konusu taşınmazı işgal etmekte haklı olduğunu ispatlayamadığı, hükme esas alınan belgenin resmi nitelikte bir sözleşme olmayıp adi yazılı kira sözleşmesi olduğu anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-