4692 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesindeki "2.9.1971 tarihli, 1479 sayılı ve 17.10.1983 tarihli, 2926 sayılı kanunlara göre 4.10.2000 tarihinden önce isteğe bağlı sigortalı olanların, bu sigortalılıkları; 30.6.2001 tarihine kadar birikmiş tüm prim borçlarını, bu tarihten itibaren altı aylık süreye ilişkin prim borçlarıyla birlikte 31.12.2001 tarihine kadar ödemeleri şartıyla devam ettirilir." hükmü gereğince, sigortalılık süresinden sayılmasının mümkün olmadığı gözetilerek, yaşlılık aylığı tahsisi şartlarının irdelenmesinin gerekeceği-
Davalı kurum tarafından uygun bir süre içinde cevap verilmeyerek davacının zamanında tahsis talebinde bulunamaması nedeniyle hak kaybına uğramasının davacının kusurundan kaynaklanmadığı-
Bildirgenin hangi tarihte Kuruma intikal ettiği, intikal ediş tarihine göre 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde öngörülen beş yıllık hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediği, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, yaptırılacak grafolojik inceleme sonucuna göre bildirgedeki imza ve varsa fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, bildirge Kuruma teslim edildiğinde davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu ve bu numaranın sigortalının daha sonraki yıllarda gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeli, bulunabildiği takdirde, sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile, aynı çevrede iş yeri olan işveren veya bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler yöntemince saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde yöntemince araştırılarak, elde edilen bilgi ve belgelerin tanık anlatımlarında belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenip sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiliği yaparak tarımsal faaliyette bulunduğu belirtilen davacının; uyuşmazlık konusu dönemde yıllar itibariyle sahip olduğu hayvan sayısı, besicilik nedeniyle hayvan pasaportu, menşe şahadetnameleri, hayvan veya süt-yün gibi ürünlerinin alış veya satış belgeleri araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı sigortalının, Almanya'da ilk defa sosyal sigorta giriş tarihinin 506 Sayılı Kanunun 108.maddesine koşut olarak Türk sosyal sigortalarına giriş tarihi olarak kabulü ile daha önce sigortalı olarak Türkiye'de tescili olmayanların 506 Sayılı Kanunun Geçici 81.maddesinin yürürlük tarihinden sonra, yürürlük tarihinden öncesine ait devreye ilişkin olarak yapacakları borçlanmaların; Geçici 81.madde uygulamasında gözetilmesinin gerektiği-
Dönem içinde başka Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi sigortalılığı mevcut olup olmadığı araştırılmalı, şayet çekişmeli dönemde örneğin SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur sigortalılığı mevcutsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa Tarım Bağ-Kur sigortalılığının son bulduğu nazara alınarak bir karar verilmesinin gerekeceği-
İlk kez 506 sayılı Kanun kapsamında 20.06.1993 tarihinde zorunlu sigortalı olduğu anlaşılan davacının, 22.12.1980 ve 24.04.1983 tarihlerinde gerçekleştirdiği doğumlar sebebiyle doğum borçlanması yapamayacağı-
İkili uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde özel hüküm bulunmayan veya sözleşme imzalanmayan ülkelerdeki çalışmalarını borçla­nanlar yönünden sigortalılık başlangıcının ve dolayısıyla sigortalılık süresinin nasıl hesap­lanacağının 3201 Sayılı Kanunun 5. maddesinde düzenlenmiş olduğu, borçlanma konusu hizmetlerinden sonra Türkiye'de tescili bulu­nan sigortalılar yönünden sigortalılık başlan­gıcının, tescil tarihinden itibaren borçlanılan süre kadar geriye gidilerek bulunacak tarih olduğu; hiç tescili olmayanlar için de, borcun tama­men ödendiği tarihten borçlanma süresi ka­dar geriye gidilerek bulunacak tarih olduğu; ancak, 3201 Sayılı Kanuna göre sonradan borçlananların, 506 Sayılı Kanu­nun Geçici 81. maddesinin yürürlüğe girdiği 23.05.2002 tarihinde hiç hizmetinin bulun­madığı gerekçesiyle 81. maddenin uygulan­mamasının, 3201 Sayılı Kanun ile sigortalılara tanınmış olan hakların ortadan kaldırılmasına yol açacağı-
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulaması ile, Tarım Bağ-Kur’luluğunun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edildiği-