2926 sayılı Kanuna tabi tarım Bağ- Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkin davalarda tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulunun tarımsal faaliyette bulunmak olduğu, prim tevkifatına dayalı tespit davalarında salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunmasının davanın kabulü için yeterli olmadığı, tarım faaliyetinin devam edip etmediğinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya koyulması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Limited şirket ortağının, ortaklık hissesini devretmekle şirketin sigorta primlerine ilişkin sorumluluğunun da sona ereceği, durumun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmemiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği-
2926 sayılı Kanunun 6. maddesinde tarım sigortalılığını sona erdiren nedenlere yer verildiği, sigortalılık niteliğini yitirenlerin tarım sigortalılığının yeniden başlaması için tescil veya tescil yerine geçen iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı yapılması gerekmekte olup; belirtilen durumlar dışında, kendiliğinden Kanun kapsamına alınmayacakları, Tarım Bağ-Kur sigortalılığın -bir diğer sosyal güvenlik kuruluşu kapsamından çıkmaları ile- yeniden başlayıp devam etmeyeceği-
Sigortalının, bildirimsiz kalan çalışmalarının tespitini hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı, hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde isteyebileceği, işe giriş bildirgesinden önceki çalışmalar yönünden, sigortalının çalışmasının kesintisiz olarak devam etmiş olması halinde, çalışmaya dair işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmiş olması karşısında hak düşürücü süreden söz edilemeyeceği, çalışmanın kesintisiz (aralıksız) devam ettiği hususunun sigortalı veya hak sahibi tarafından kanıtlanmış olması gerekeceği-
İlgililerin her ne amaçla boşanmış olursa olsun, fiili birlikteliklerini 5510 sayılı Kanunla getirilen yeni düzenleme sonrasında da sürdürdüklerinin veya söz konusu düzenlemeden itibaren beraberliğe başladıklarının kanıtlanması durumunda hakkın kötüye kullanımının varlığı kabul edilerek ilgililere gelir veya aylık tahsisi yapılmaması, bağlanan gelir veya aylığın kesilmesi gerekeceği-
Davacının tanık olarak bildirdiği kişilerin aynı dönemde davacı ile birlikte bu işyerinde veya komşu işyerinde çalışan kişiler olup olmadığı gerekli kurum ve kuruluşlardan sorulmadan ve bu konuda yeterli araştırma yapılmadan dinlendiği dikkate alındığında, tanıkların beyanlarının tespite esas olamayacağı-
Sigortalılığın tespiti istemine ilişkin davada, tarım Bağ-Kur sigortalılığının devamı süresinde devreye giren başka bir zorunlu sigortalılık nedeniyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği, makul kısa süreyi aşmıyor ise ve sonrasında tarımsal faaliyetin 2926 sayılı Kanunun 3. maddesi anlamında devam ettiğinin anlaşılması halinde, yeniden tescil, prim ödemesi veya tevkifat aranmaksızın sigortalılığın devam ettiğinin kabulü gerekeceği-
1479 ya da 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve bu çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği-
Yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının iadesine yönelik Kurum işleminin iptali istemine ilişkin davada, 3201 sayılı Yasa'nın 6/B maddesine göre anılan Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıklarının, tekrar çalışmaya başladıkları tarihten itibaren kesileceği, yaşlılık aylığının mevzuata aykırı olarak bağlanması işleminin Kurumun hatasından kaynaklandığından 5510 sayılı Kanunun 96. maddesi kapsamında iade yükümünün kapsamı konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Davacının yaşlılık aylığına esas sigortalılık süresinin hesabında, daha önce sigortalı olarak Türkiye`de tescili olmayanların 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. maddesinin yürürlük tarihinden sonra, yürürlük tarihinden öncesine ait devreye dair olarak yapacakları borçlanmaların, Geçici 81.madde uygulamasında gözetilmesi gerektiğini kabulle ve bu yolla 3201 Sayılı Kanun uyarınca borçlanarak kazandığı sigortalılık süresini de dikkate alarak, davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. maddesindeki koşullara göre belirlenmesi gerekeceği-