Sigortalı sayılmak için, ücret ve sürekli çalışma birlikte arandığından, her iki koşulun da gerçekleşmiş olması gerektiği-
3201 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için "kesin dönüş" şartının arandığı, kesin dönüş ifadesinden, hiçbir şekilde mutlak anlamda yurt dışında bulunduğu ülkeden, Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde anlaşılmaması gerekeceği-
506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra Emekli Sandığına tabi çalışmaları nedeni ile 5335 sayılı Kanun’un 30.maddesi nedeniyle, kanunun yürürlüğe girdiği 27.04.2005 tarihinden itibaren kesildiği mahkeme kararı ile tespit edilen davacının, söz konusu çalışmasının sona ermesi üzerine, tekrar yaşlılık aylığı bağlanması için talepte bulunduğunda, 01.02.1966 tarihinden itibaren devam ede gelen farklı sosyal güvenlik kurumları kapsamındaki çalışmalarının, son çalışmanın geçtiği Kanun kapsamında bağlanacak yaşlılık aylığında gözetilmesinin mümkün olacağı ve davacının 01.02.1966-06.01.1998 tarihleri arasında gerçekleşen farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmalarının, 2829 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde, 5434 sayılı Kanun’a göre bağlanan emeklilik aylığında nazara alınmasının gerekeceği, 14.03.2007 tarihli tahsis talebi üzerine, 15.11.2006 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında tahsis edilen ikinci yaşlılık aylığını almasının mümkün olmaması gerekeceği-
5510 sayılı Kanun’un 4/b-4.maddesi kapsamında zorunlu sigortalı oldukları, bu sigortalılıklarının, tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildikleri tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı, ancak, tarımsal faaliyette bulunanların yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının; Kanun’un 6/1-ı maddesinde belirtilen miktardan az olduğunu belgeleyenlerin; muafiyet kapsamında olmaları nedeniyle, anılan Kanun kapsamında sigortalı kabul edilmelerinin mümkün olmadığı ve tarımsal sigortalılığın; tarımsal faaliyetinin sona erdiği veya 6'ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca muafiyet kapsamına girilen tarihte sona ereceği-
Davacının beyan ve imzasını içermeyen, kurum yoklama memurlarınca düzenlenen tutanakların aksinin tanık veya diğer delillerle kanıtlanabileceği-
2926 sayılı Kanuna tabi tarım Bağ-Kur sigortalılığın ve 6111 sayılı Af Kanunundan yararlanabileceğinin tespiti istemiyle açılan davada, davacının hizmet tespiti talebinde bulunduğu tarihler arasındaki dönemde, prim borcu nedeniyle durdurulan tarihler arasındaki süre yönünden, Kurumca kabul edilen süre belirli olmadığından davanın konusuz kalıp kalmadığı hususunda yapılan araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı-
Sürekli işgücü kaybı oranının tespiti istemine ilişkin dava sonucunda mahkemece verilecek hüküm, gerek işverenin gerekse Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını etkileyeceğinden, işveren ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu, işverenin davaya taraf olması gerekeceği-
Davacının Kuruma tescil için başvurduğu 02.12.2009 tarihinde yürürlükte bulunan düzenlemelere bakıldığında, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin 01.10.2008 tarihinde başlatılmasına ilişkin 5510 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesine göre süre 01.10.2008 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescili bulunmayan sigortalıların sigortalılıkları 01.10.2008 tarihinden itibaren başlayacağından, bu kapsamda 01.10.2008 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescilli bulunmayan davacının sigortalılığının anılan tarihten başlatılmasına ilişkin Kurum işleminin yerinde olduğu-
Gemi çalışanlarının, geminin denizde seyir veya seferde olduğu süreler ile geminin limanda bulunduğu sırada, fiilen gemide görevli olarak geçirilen ve denizle bağlantının kopmadığı çalışmalarının itibari hizmetten yararlanabilecek süreler olarak kabulü gerekeceği-