Kamulaştırmasız el koyma hükümlerinin uygulanması, mal sahibinin kullanımına engel olma ve taşınmaz malın elinden alınması anlamını taşıdığına göre; taşınmaz, mal sahibinin elinde bulunduğu ve kullanma hakkına sahip olduğu sürece, mal sahibi idareden değer karşılığının verilmesini isteyemeyeceği-
4650 sayılı Kanunla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda yapılan değişiklikle kamulaştırmanın uluslararası normlara ve Anayasa’ya en uygun ve en süratli bir şekilde sonuçlandırılması ve değişiklikten önceki Kanunda kamulaştırma işlemlerindeki kural hataları nedeniyle meydana gelen gecikmelerin önüne geçilmesi ayrıca 8.maddenin 7.madde de açıklanan şekilde gereği gibi uygulanarak dava açılmasının asgariye indirilmesinin amaçlanmış olduğu; mahkeme önünde görülmekte olan ve taraf teşkili sağlanıp esasına girilmiş bulunan bir davanın reddedilip, yeniden kamulaştırma işlemlerinin baştan yapılmasının istenmesi, Kanunun gerek lafzına gerekse ruhuna aykırı olacağı-
6830 sayılı Yasanın ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14. maddelerinde yazılı 30 günlük hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verileceği-
İdarece pazarlıkla satın alma aşamasında davalılara usulüne uygun tebligat yapılacağı, davalıların adreslerinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Kanunla değişik 7. maddesinde öngörülen şartların yerine getirilerek araştırılacağı ve buna bağlı olarak 8. maddede belirtilen anlamda satın alma usulünün uygulanacağı bu şartların yerine getirilmemesi halinde taraf teşkili sağlanmayan davanın reddinin gerekeceği-
Mal sahibi el atmanın önlenmesi veya bedel davası açmaktaki seçimlik hakkını dava açarken kullanabileceği gibi, el atmanın önlenmesi davası açtıktan sonra da davasını bedel davasına dönüştürebileceği; gerek el atmanın önlenmesi davasında, gerek bedel davasında dava açmanın ilk şartının, o yerin tapu ile maliki veya mirasçısı olmak olduğu, söz konusu davada okul veya okul tesisi yapılan taşınmaz mal maliklerinin açacakları kamulaştırmasız el koyma davalarında husumetin, köy sınırları içerisinde ise bağlı oldukları köy tüzel kişiliğine, ilçe veya il merkezinde ise o yer Özel İdare Müdürlüğüne yöneltilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu, bu gibi yerler için Milli Eğitim Bakanlığı veya Maliye Hazinesi aleyhine husumet yöneltilmesinin olanaklı bulumadığı-
Kamu alacakları için en yüksek oranda faiz uygulanmasını öngören hükmün 17.10.2001 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiği, bu durumda kesinleşen ilamın ve yürürlükteki yasanın nazara alınarak, ferağ tarihinden itibaren yasal faizin; hükmün kesinleştiği tarihten sonrası için ise kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faizin uygulanması gerektiği-
Geometrik olarak üçgen biçiminde olan ve yapılaşma olanağı bulunmayan kamulaştırmasız el atmadan arta kalan kısımda kalan bölümün işe yaramaz ve kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle %100 oranında değer azalışı kabulü ile, taşınmazın tamamı üzerinden hesaplanan kamulaştırmasız el koyma karşılığına hükmedileceği-
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; mahkemece ilk oturumda 2942 sayılı Kanunun 7 ve 8.maddesinde aranan koşulların yerine gelmediğinin saptanması durumunda davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazına el konulan kimse mülkiyet hakkının kamu tüzel kişiliğine devrine razı olarak, taşınmaz malın bedelini dava ettiği takdirde ödenecek bedelin, taşınmazın el koyma tarihindeki özelliklerine göre, dava tarihindeki değeri olacağı, dolayısıyla kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında da amaç taşınmazın gerçek değerinin tespiti olup, kamulaştırma ile denklik sağlanabilmesi için Kamulaştırma Kanununun değer tespitine ilişkin hükümlerinin kısmen uygulandığı-
Dava konusu taşınmazla ilgili olarak imar uygulaması yapılması, diğer bir ifadeyle, başka parsellerle şuyulandırılması olanağı bulunmadığına göre, kamulaştırmadan arta kalan kısımda kamulaştırma nedeniyle değer azalışının kabul edilmesi gerekeceği-