Alacaklı vekilinin, 28.03.2014 tarihinde icra dosyasına başvurarak takipten feragat ettiğini bildirdiği, icra müdürlüğünün iptali gereken takipte hacizlerin kaldırılmasına karar verilmemesi işleminde alacaklıya atfedilecek bir kusur bulunmadığından, alacaklı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi bozma nedeni ise de yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
"Satış talebinin -yasal süre geçtikten sonra yapıldığı gerekçesiyle- reddine" ilişkin kararın temyiz edilebileceği- Alacaklının 2 yıllık yasal sürede, hacizli taşınmazın satışının yapılmasını talep ettiği, yapılan ihalede alıcı çıkmadığından, İİK. mad. 129/son uyarınca, ikinci ihale tarihi itibariyle satış talebinin düştüğü, satış talebinin düştüğü tarihten itibaren iki yıllık sürede yeniden satış talep edildiği anlaşıldığından şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılacağı- Satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerektiği, icra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, haczin kalkacağı (İİK.mad 110)- 09.04.2010 tarihinde haciz konulan taşınmazın 10.01.2011 tarihinde satışının istendiği, ancak satış avansının yatırıldığına dair bir belgenin olmadığı, bu tarihten sonra alacaklı tarafından 06.07.2012 ve 04.01.2013 tarihlerinde de iki defa haciz yenileme taleplerinde bulunulduğu, fakat yine satış istenilmediği, satış masrafının da yatırılmadığı, sonrasında, şikayete konu taşınmazın 04.10.2012 tarihinde hacizli olarak satıldığı ve mülkiyetinin şikayetçiye geçtiği görüldüğünden, şikayetçinin, anılan taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği 19.03.2015 tarihine kadar satış talebinde bulunulmadığı ve haliyle haczin düştüğü, anılan tarih itibari ile de artık taşınmaz malikinin borçlu olmadığı anlaşılmış olup, bu durumda aynı taşınmaz üzerine borçlunun borcundan dolayı yeniden haciz konulmasının mümkün olmadığı-
Borçlunun çalıştığı kurumdan ileride emekli olması halinde alacağı emekli ikramiyesine haciz konulmasının mümkün bulunduğu, öte yandan; yasalarda işçi emekli ikramiyesinin haczedilemeyeceğine ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, bu bakımdan; borçlunun ileride doğması muhtemel emekli ikramiyesinin haczinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İİK.da haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmadığı, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haczin, yeni bir haciz olduğu- Taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulması, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği ve daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmayacağı- Taşınmazlar borçlu şirket adına kayıtlı iken, taşınmazların tapu kaydına ihtiyati haciz konmuş, haczin kesin hacze dönüşmesinden sonra 1 yıllık satış isteme süresi dolmadan, alacaklının talebi üzerine yeniden hacizler konulmuş olup sonraki hacizlerin, ilk haciz düşmeden konulduğundan geçerli olduğu ve taşınmazların üçüncü kişiye hacizle yüklü olarak satılmış olduğu ve bu nedenle; taşınmazlara konulan ilk haciz geçerliliğini koruduğundan ve bu sırada taşınmazlar hacizle yüklü olarak üçüncü kişiye satılmış olduğundan; "hacizlerin düştüğünün ve taşınmazların hacizlerin düşmesinden sonra üçüncü kişi tarafından alındığı"nın kabul edilemeyeceği-
Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılacağı- Satış talebi yapıldığında, icra müdürünün alacaklıdan satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerektiği, icra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, İİK. mad. 110 gereği haczin kalkacağı- İcra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü gerektiği- Alacaklı tarafından bila tarihli ve icra müdürlüğünün havalesini taşımayan belgeye göre, şikayete konu, 12.09.2012 tarihinde haczedilen taşınmazın satışının istendiği ancak, 12.09.2014 tarihine kadar, satış avansının yatırıldığına dair bir belgenin olmadığı görüldüğünden,  şikayete konu taşınmaz için, haciz tarihinden itibaren, süresi içinde satış talep edilip satış avansı yatırılmadığından, bahse konu takip dosyası açısından, şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczin düşmüş olduğunun kabulü gerektiği-
İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazın tapu kaydına haciz koyduran alacaklının İİK’nın 106. maddesinde öngörülen iki sene içerisinde icra mahkemesinden yetki belgesi alıp, ortaklığın giderilmesi davası açtığı, süresinde satış talebinde bulunarak satış avansını da yatırdığından sıra cetveline şikayetin reddi gerektiği-
Satış talebinin, İİK mad. 106 ve 110 uyarınca süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re’sen gözetmesi gerektiği- Süresi içinde yapılmış olan satış talebi, alacaklı tarafından bir defa geri alınabileceği, bu durumda, satış talebini geri alan alacaklı ancak, haciz tarihinden itibaren kalan satış isteme süresi içinde yeniden satış isteyebileceği-
Borçlunun üçüncü kişi bankadaki mevduat alacağının menkul hükmünde olduğu, bankadaki mevduatın, menkul haczi olarak icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi, İİK. mad.89 hükmüne uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebileceği- İcra müdürlüğünün şikayete konu müzekkeresinin dayanağı olan icra müdürlüğü işleminin haciz müzekkeresi olup, 3.kişi durumundaki bankanın bu haciz yazısına karşı mevduat üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkının olduğunu ileri sürmesinin istihkak iddiası niteliğinde olduğu, bu durumda icra müdürünün İİK. mad.99 uyarınca kurallara göre işlem yapmasının gerektiği, paranın bankadan istenmesinin yasaya aykırı olduğu-
Tapu iptali ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin, haczin kaldırılması için, genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerektiği- Şikayetçi üçüncü kişinin, İİK. mad. 106 ve 110 gereğince "hacizlerin düştüğü"ne dair iddiasının bulunması halindeyse, icra mahkemesinin hacizlerin varlığını sürdürüp sürdürmediği hususunu incelemesi gerektiği-