İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka anlatımla haciz tarihinde, haczedilen malın borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu, böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığının kabulü gerekeceği-
Şikayete konu kamyonete ilk olarak 29.3.2012'de haciz konulduğu, İİK'nun 106. maddesi gereğince 1 yıllık süre içerisinde satışı istenmediğinden haczin düştüğü, alacaklının talebi ile 22.7.2013'te yeniden haciz konulduğu, bu haczin de İİK'nun 106. maddesinde yapılan değişiklik gereğince 6 aylık süre içerisinde satış istenmediğinden düştüğü, alacaklının talebi üzerine 30.01.2014 tarihinde yeni bir haciz konulduğu, bu haczin ise 6 aylık sürede satış istenmediğinden düşmesi nedeniyle alacaklının talebi ile 16.8.2014'te yeniden haciz konulduğu, şikayetçinin 26.9.2014'te mahkemeye yaptığı şikayet başvurusunun bu son hacze ilişkin olduğu, ... Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu'nun 07.11.2013 tarih ve 301 nolu kararı gereğince; takip konusu borcun ... Belediye Başkanlığı'na, şikayete konu mahcuzun ise şikayetçi ...'ye devredildiği, dosyada mübrez 04.6.2014 tarihli tutanakla da kamyonetin şikayetçiye teslim edildiğinin anlaşılmış olduğu- Bu durumda; 07.11.2013 tarihli komisyon kararı ile 04.6.2014 tarihli teslim tutanağı gereğince, şikayete konu 16.8.2014 tarihli haciz tarihi itibariyle borçtan sorumlu olmayan ...'ye devredilen araç üzerine haciz konulamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulünün gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessesenin mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haczin yeni bir haciz niteliğinde olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkının bulunduğu-İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin haczi öğrenme tarihinden itibaren başladığı-
12. HD. 06.12.2018 T. E: 5275, K: 12980-
Şikayetçinin icra dosyasında taşınmazlara 22.12.2008 tarihinde haciz konulduğu, 2 yıl olan satış isteme süresinde 13.10.2010 tarihinde, İİK'nın 121. maddesi gereğince verilen yetki üzerine ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, bu işlemler süresince 22.12.2008 tarihinde konulan haciz için satış isteme süresi duracağından bu dosyanın haciz tarihinin 22.12.2008 olduğunun kabulü gerektiği-
İhaleye konu taşınmazlar üzerine haciz konması ardından taşınmazların ihaleye esas kıymet takdirleri yapıldıktan sonra, taşınmazlar üzerine yeniden haciz konması ve taşınmazlar için satış talebinde bulunularak satış avansı yatırılması halinde; satışın, sonraki hacze dayalı olarak yapıldığının ve sonraki hacze göre yeniden kıymet takdiri yapılmasının icap ettiğinin kabulü, satışın da bu yeni kıymet takdirleri üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiği- Taşınmazlar üzerine yeniden haciz konması ile önceki hacizlerin düştüğünün ve önceki hacizlere dayanılarak belirlenen kıymet takdirlerinin herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacaklarının kabulü gerektiği-
Satış, yeni konulan hacizlere dayanılarak yapıldığından, bu hacizlere göre yeniden kıymet takdirlerinin yapılması ve satışın da bu yeni kıymet takdirleri üzerinden gerçekleştirilmesi gerekirken, düşen hacizlere dayalı olarak belirlenen kıymet takdirlerinin herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağından, satışa esas alınmaları mümkün olmayıp, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği- O halde, … tarihli haciz sonrası yeniden kıymet takdirleri yapılması gerekirken, kalkmış (düşmüş) hacizlere dayalı kıymet takdirleri esas alınarak ihalenin yapılması usulsüz olup, mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Uyuşmazlık, İİK'nun 106 – 110 maddeleri gereğince hacizlerin kaldırılmasına ilişkin ise de, şikayetçi 3. kişi olup, ilk derece mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
89/1 haciz ihbarnamesi üzerine üçüncü kişi bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürmesinin, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu ve bu itirazın İİK.'nun 89. maddede düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerektiği, uyuşmazlığın istihkak davası olarak görülmesinin isabetsiz olduğu-
Taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulmasını, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği ve daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmayacağı- Aynı taşınmaz üzerine birden fazla haciz konulmasını engelleyen bir yasa hükmünün bulunmadığı- Alacaklının talebi ile taşınmaz üzerine ikinci kez haciz konulmuş ise de, ilk konulan hacizden sonra alacaklı tarafından bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talebinde bulunulmuş ve aynı tarihte bir miktar satış avansı yatırılmış olmakla, hukuki kıymetini kaybetmemiş ilk hacze dayalı olarak yapılan ihalede yasaya uymayan bir yön bulunmadığı- İlk derece mahkemesince ihalenin feshi isteminin reddine dair karar esasa girilerek verildiğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiği, bu durumun kamu düzenine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle istinaf aşamasında göz önünde bulundurularak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi yönünden yeniden hüküm tesisi gerektiği-