Kesinleşen mahkeme kararı ile süresinde satış talep edilmemesi nedeniyle davaya konu haczin kaldırılmasına karar verildiğinden, istihkak davasının konusuz kaldığının kabulü ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdiri gerektiği-
İcra ve İflas Kanunu’nun 106. maddesindeki, mahcuz menkuller için satış talep etme süresini 1 yıldan 6 aya indiren değişikliğin, 6352 sayılı Kanun’un Resmi Gazetede yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe gireceğinin söz konusu 6352 sayılı Kanun’un 106. maddesinde açıkça düzenlenmiş olması ve 6352 sayılı Kanunun 38. maddesi ile İcra ve İflas Kanunu’na eklenen 10. madde “Bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir” düzenlemesi karşısında; somut olayda, 20/09/2013 tarihinde yapılan hacizden itibaren 6 aylık satış isteme süresi geçtikten sonra 23/10/2014 tarihinde ikinci hacze gidildiğinde malların yerinde olmadığı tespit edilmiş ise de; İcra İflas Kanunu’nun 106. maddesinde menkuller için belirlenen 6 aylık satış talep etme süresinin geçip geçmediğinin belirlenmesi açısından, ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2013/17847 Esas numaralı icra takip dosyası getirtilerek, İcra ve İflas Kanuna göre icra muamelesi ve satış isteme süresini kesen veya durduran herhangi bir hal olup olmadığı belirlendikten (Sanığın dosya kapsamındaki 01/08/2013 tarihli itiraz talebine ilişkin icra mahkemesince itirazla ilgili verilen bir karar var ise, bu kararın tarihi de araştırılarak) ve İcra ve İflas Kanunu’nun 110. maddesi uyarınca haciz işleminin kalkıp kalkmadığı netleştirildikten sonra, süresinde satış istenmediği saptandığı takdirde sanığın beraatine karar verilmesi gerekeceği-
Haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihinden önce düştüğü anlaşıldığından, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmadığı-
Satış talebinin, öngörülen süreler içinde olup olmadığının icra müdürünün re’sen gözetmesi gerekeceği- Satış talebi, bu sürelerden sonra yapılmış ise, reddedilmesi gerekeceği- Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshinin gerekeceği-
Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği- Her ne kadar araştırma yapılarak dosyaya bir takım deliller getirtilmiş ise de, gerek ............ Belediye Başkanlığı' ndan temin edilen eski ve yeni kat irtifakına ilişkin liste ile CD içeriğinin gerekse ............ Tapu Müdürlüğü' nden verilen ........... tarihli müzekkere cevabının iddia edilen hususu netleştirmeye yeterli olmadığı görülmekle; mahkemece, kat irtifakı değişikliği sonrası oluşturulan 128 nolu bağımsız bölümün, değişiklik öncesi mevcut 100 nolu bağımsız bölüme denk gelip gelmediği, gerekirse mahallinde keşif yaptırılmak suretiyle, netleştirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken kesin bilgi içermeyen müzekkere cevaplarına dayanarak yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekeceği-
Şikayete konu haczin incelenmesinde; dava konusu taşınmaza alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce aynı gün haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih (02.03.2016 tarihi) itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklı vekilinin 03.03.2017 tarihinde satış talep ettiği (satış avansının aynı gün yatırıldığı) buna göre 03.03.2017 tarihi itibariyle 1 yıllık sürede satış talep etmediğinin açık olduğu, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 21.04.2017 tarihinden önce düştüğü; bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmadığı-
İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığının gerektiği- Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği-Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı-İİK’nun 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerekeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine; birleştirilen dava ise, inançlı işlem ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine, dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Yargıtay denetiminin yapılabilmesi bakımından da yerel mahkemenin, kararında gerekçelerini açıkça göstermesi zorunlu olduğu- Birleştirilen davada, çekişme konusu taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan değeri üzerinden eksik harç ikmal edilmeden yargılamaya devam edilip, karar verilemeyeceği-
İİK'nin 97/8. fıkrası uyarınca dava süresince 106. maddede düzenlenen satış isteme sürelerinin duracağı- İİK’nin 106. ve 110. maddeleri gereğince satış isteme süresi dolmuş olup, mahcuzlar üzerindeki hacizlerin dava açılmadan önce kalkmış olduğu- Her ne kadar davalı alacaklı dava açıldıktan sonra satış talebinde bulunmuş ise de dava açıldıktan sonra talepte bulunulması hacizden itibaren işlemeye başlayan satış süresini kesmeyeceği- Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, herşeyden önce hukuken geçerli bir haciz bulunması olduğu- Bu koşulun bulunup bulunmadığı yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerekeceği-
İİK'nin 97/8. fıkrası uyarınca istihkak davası süresince 106. maddede düzenlenen satış isteme sürelerinin duracağı- Ancak üçüncü kişi tarafından dava açılmadan önce icra dosyası kapsamında süresi içinde davaya konu menkuller yönünden usulüne uygun satış talebi olmadığından, dava tarihi itibariyle İİk.106'daki altı aylık satış isteme süresi dolmuş olup, mahcuzlar üzerindeki hacizlerin dava açılmadan önce kalkmış olduğu- Her ne kadar davalı alacaklı dava açıldıktan sonra satış talebinde bulunmuş ise de dava açıldıktan sonra talepte bulunulması hacizden itibaren işlemeye başlayan satış süresini kesmeyeceği- Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşulun, her şeyden önce hukuken geçerli bir haczin bulunması olduğu- Bu koşulun bulunup bulunmadığı yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- Mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerektiği-