Tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin ve meskeniyet şikayetinin süreden reddinin isabetli olduğu- İİK. mad. 106 ve 110'a dayanan şikayetin istinafı/temyizi kabil olmadığı-
Alacaklının haczolunan taşınırın 1 yıl içinde satışını istemesi gerektiği, 05.07.2012 tarihinden itibaren, taşınırlar için satış isteme süresinin "6 ay" olarak belirlendiği- Haciz tarihine göre, alacaklının yasal 1 yıllık satış isteme süresi içerisinde, "araç satış avansı" adı altında "200,00 TL" masraf yatırarak satış talep ettiği görüldüğünden, haczin ayakta olduğu- Sıra cetvelinde sıraya ilişkin şikayette, mahkemece, şikayet olunana ait takip dosyası da celp edilerek, hangi tarafın haczinin önceki tarihli olduğu üzerinde durulup karar verilmesi gerektiği-
14.04.2015 tarihinde davaya konu menkuller üzerine haciz uygulanmış, davalı üçüncü kişi vekili 17.04.2015 havale tarihli dilekçe ile istihkak iddiasında bulunmuş, istihkak iddiası üzerine davacı alacaklı vekili tarafından 25.01.2016 tarihinde eldeki istihkak iddiasının reddi davasının açıldığının görüldüğü- Ne var ki icra dosyası kapsamında dava tarihine kadar süresi içinde davaya konu menkuller yönünden usulüne uygun satış talebi olmadığından, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK’nin yukarıda değinilen yasa maddeleri gereğince altı aylık satış isteme süresi dolmuş olup, menkuller üzerindeki haczin kalkmış olduğu- Bu tür davaların dinlenebilmesi için, her şeyden önce hukuken geçerli bir haczin bulunması gerektiği- Bu koşulun bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Taşınır malın satışının altı ay içerisinde istenmemesi halinde taşınır üzerindeki haczin kendiliğinden düşeceği- Süresi içinde istihkak davası açılmış olduğundan,İİK mad.97/8 gereğince satış isteme süresinin işlemeyeceği-
İcra dosyası kapsamında süresi içinde davaya konu menkuller yönünden usulüne uygun satış talebi olmadığından, haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK’nın yukarıda değinilen yasa maddeleri gereğince bir yıllık satış isteme süresi dolmuş olup, mahcuzlar üzerindeki haczin dava açılmadan önce kalkmış olduğu- Bu tür davaların dinlenebilmesi için , her şeyden önce hukuken geçerli bir haczin bulunması gerekeceği- Bu koşulun bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerekeceği-
İcra dosyası kapsamında süresi içinde davaya konu menkuller yönünden usulüne uygun satış talebi olmadığından, haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK gereğince bir yıllık satış isteme süresi dolmuş olup, mahcuzlar üzerindeki haczin dava açılmadan önce kalkmış olduğu- Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşulun, herşeyden önce hukuken geçerli bir haciz bulunması olduğu, bu koşulun bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- Her ne kadar Dairemizce 2014/15144 Esas, 2016/7575 Karar sayılı, 25.04.2016 tarihli karar ile maddi hataya müstenit olarak araştırmaya yönelik bozma yapılmış ise de haczin varlığına ilişkin ön koşul yargılamanın her aşamada gözetildiğinden, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddi amacıyla hüküm tesisi için kararın bozulmasına-
Alacaklı vekilinin üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmemesi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından, alacaklı tarafa İİK 99. madde uyarınca usulüne uygun şekilde yedi gün içinde istihkak davası dava açması için süre verildiği- Müdürlük kararının alacaklı vekiline tebliği üzerine, alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine başvurarak "İcra Müdürlüğünün İİK.’nın 99. maddesi uyarınca taraflarına süre verilmesi kararının kaldırılmasını" talep ettiği- Ancak şikayet başvurusu, verilen yedi günlük dava açma süresini kesmeyeceğinden, alacaklının İİK’nın 99. maddesi gereğince süresi içinde üçüncü kişinin "istihkak iddiasının reddi için" dava açması gerekirken şikayet başvurusu ile yetinildiğinden, üçüncü şahsın istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ve alacaklı tarafından konulmuş olan haczin kaldırılması gerekeceği-
İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağladığı-Süresi içinde yapılan satış talebinin icra müdürlüğünce reddine karar verilmiş olması hâlinde, bu karar aleyhine şikâyet yoluna başvurulmasa dahi haczin ayakta olduğunun kabulü gerekeceği-
Hak düşürücü niteliğindeki satış isteme sürelerinin re'sen gözetilmesi gerekeceği- Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın tapu sicilinde şeklen varlığını sürdüren haczin İİK'nun emredici nitelikteki 106. ve 110. maddelerine aykırı bir durum yaratacağı- Taşınmazı takip borçlusundan hacizle yükümlü olarak satın alan yeni taşınmaz malikinin İİK. mad. 106 ve 110 gereğince haczin düştüğünü ileri sürebileceği-
Uyuşmazlık, İİK'nun 106 – 110 maddeleri gereğince hacizlerin kaldırılmasına ilişkin ise de, şikayetçi 3. kişi olup, ilk derece mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince İİK’nun 106-110 gereğince işin esasının incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-