Şikayete konu haczin 30.07.2020 tarihinde konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 19.01.2020 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; ancak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilen 19.01.2022 tarihi itibarı ile alacaklının, bir yıllık sürede satış talep etmediği, bu nedenle taşınmaz üzerindeki iş bu haczin İİK.'nun 110/1. maddesi uyarınca karar tarihinden önce düştüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, yargılama sırasında haciz düştüğünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Henüz ortada kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz kararının kapsamı gereğince araçlara konulan yakalama (trafikten men) şerhlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanununun Geçici 1 inci maddesinin Birinci fıkrasının (b) bendi hükmü dikkate alındığında, 1 yıllık satış isteme süresinin dolmasına 42 gün kala duran takibin 16/06/2020 tarihinde tekrar devam ettiği, icra dosyasının incelenmesinden de görüleceği üzere belirtilen kanun maddesinde yer alan süre içesinde kalacak şekilde 19/03/2020 tarihinde satış avansının yatırılarak 17/06/2020 tarihinde de satış talep edildiği anlaşıldığından, İİK.nın 106. maddesinde belirtilen 1 yıl içerisinde satışın istenmesi nedeniyle takibin düşmediği sonucuna varılmış olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerektiği-
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için, icra müdürlüğünce 'haciz kararı' verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı- Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nun 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebileceği- Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp, bildirici nitelik taşıdığı; ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerektiği- İİK.nun 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken, sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerektiği- Süresinde satış istenmemesi durumunda, taşınmaz, tahmini bedelin üstünde satılsa da ihalenin feshini isteminin kabulü gerektiği-
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için, icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı- Tapuya işlenmesinin, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşıdığı- Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için, haczin tapu siciline işlenmesi gerektiği- Satış talebinin, kanunda öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürünün re’sen gözetmesi gerektiği- Satış talebinin, sürelerden sonra olması halinde, reddedilmesi gerekeceği- Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği-
Taşınmaz üzerine daha sonraki tarihlerde haciz konulmuş ise de ilk hacizden itibaren süresinde satış talebinde bulunulması nedeniyle ilk haczin ayakta olduğu ve hukuki kıymetini kaybetmediği, bu durumda ilk hacze dayalı olarak yapılan ihalenin yasaya uygun olduğu-
Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 05.12.2019 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 05.12.2019 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle taşınmaza haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 106. maddesi uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak alacaklının satış isteme süresinin son günü olan 05.12.2020’ye kadar satış talep ettiğine yönelik dosya kapsamında bir bilgi bulunmadığı, buna göre 1 yıllık sürede satış talep edilmediğinden taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 07.12.2020 tarihi itibariyle düştüğü anlaşıldığı ve bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığından o halde, mahkemece şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, borçlunun haciz sırasındaki beyanı nedeniyle meskeniyet hakkından vazgeçmiş sayılacağından bahisle reddine hükmolunmasının isabetsiz olduğu-
Somut olayda; haciz 07.02.2017 tarihinde, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil, borçlunun alacaklı konumunda olduğu ... ... 11. İcra Dairesi'nin 2015/20495 Esas sayılı dosyası üzerine konulmuş olup İİK'nun 106. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre borçlunun bu takip dosyasındaki alacağı menkul hükmünde ise de Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre dosya alacağına haciz konulması durumunda, alacaklı ancak fiili olarak o dosyaya para girdiği tarihten itibaren kendisinin alacaklı olduğu dosyaya paranın gönderilmesini isteyebileceği, öncesinde fiili imkansızlık olduğu göz önüne alındığında alacağı için bir başka takip dosyasına haciz koyduran alacaklının haczinin korunmasının gerektiği, somut olayda da haciz koydurulan dosyaya henüz tahsil edilip giren bir paranın mevcut olmadığı, bu durumda da alacaklının herhangi bir parayı kendi dosyasına isteyemeyeceği ve bir yıllık haciz düşme süresinin de başlamayacağı, dolayısı ile İİK’nun 120/2. maddesi uyarınca verilen yetki belgesi isteme süresinin de bir yıllık süreye bağlanmasının yerinde olmadığı, zira İİK’da yetki belgesi talep etmek için belirli bir sürenin öngörülmediği, İİK’nun 106-110. maddelerinin kıyasen uygulanarak haciz tarihinden itibaren bir yıl içinde yetki belgesi istenmemesi nedeni ile haczin düşmüş olması kabul edilerek yetki belgesinin iptal edilmesinin isabetsiz olduğu-
Dosya alacağına haciz konulması durumunda, alacaklının ancak fiili olarak o dosyaya para girdiği tarihten itibaren kendisinin paranın gönderilmesini isteyebileceği, öncesinde fiili imkansızlık olduğu- Hacze konu icra dosyasına henüz tahsil edilip giren bir para mevcut olmadığından, 6 aylık isteme süresinin başlamayacağı, İİK120/2 uyarınca verilen yetki belgesi isteme süresinin de 6 aylık süreye bağlanmasının yerinde olmadığı- İİK’da yetki belgesi talep etmek için belirli bir sürenin öngörülmediği-