Mahkemece kadın hakkında kolluk vasıtasıyla yapılan 29.09.2014 tarihli ekonomik durum araştırmasında asgari ücretle çalıştığı belirtildiği halde, 19.02.2015 tarihli ekonomik durum araştırmasında ev hanımı olduğunun ve gelirinin olmadığının belirtildiği, 05.11.2015 tarihli ekonomik durum araştırmasında ise büroya arkadaşına yardıma gittiğinin ve günlük ihtiyaçlarının karşılandığının belirtildiği, mahkemece tutanaklar arasındaki çelişki giderilmek üzere yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması, kadının çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, çalıştığının anlaşılması halinde ise, geliri sorulmak suretiyle düzenli ve sürekli olup olmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığı araştırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu- Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olduğu gibi, çocuğun yaşı ve anne bakımına ihtiyacı gözetildiğinde çocuk üç yaşını tamamladıktan sonra her yıl 1 Temmuz ile 1 Ağustos tarihleri arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının da çocuğun bedeni ve fikri gelişimine engel olacak nitelikte olduğu-
2. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/19507, K: 7037-
2. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/19534, K: 7101-
2. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/13490, K: 7020-
Türk Medeni Kanunu'nun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği- Yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre davalı-davacı kadının emekli aylığı aldığının, erkeğin ise emekli aylığı olduğu gibi ayrıca tanık beyanlarına göre ,aliminyum doğrama, montaj atölyesi işlettiğinin anlaşıldığı, kadının emekli aylığının ise kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda olmadığı, bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 175. madde koşullarının kadın yararına oluştuğu-
2. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/19085, K: 7049-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenen “hakaret ile ev ve eşi ile ilgilenmediği” vakıalarından hakaretin davacı-davalı eşe yönelik olarak yapılmadığının, üçüncü kişiye yönelik olduğunun, erkeğin bir başka kadından çocuk sahibi olduğunun ve ortak haneye getirdiğinin, bu nedenle kadının evden ayrılmakta haklı olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının boşanmayı gerektirir başkaca bir kusurlu davranışının varlığının da kanıtlanamadığı, gerçekleşen bu duruma göre davacı-davalı erkeğin boşanma davasının reddi gerekeceği- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı-
2. HD. 30.05.2018 T. E: 3224, K: 6968-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu- Mahkemece, davalı-karşı davacı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise bunun sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususu yeniden araştırılarak ve davacı-karşı davalı erkek hakkında da sosyal ekonomik durum araştırması yapılarak yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- Davacı kadının dava dilekçesinde düğünde takılan set takımının rızası dışında erkeğin ihtiyaçları için parça parça satılıp harcadığını iddia ettiği, davalı erkeğin ise bu iddianın doğru olmadığını, ziynetlerin kadının abisine verildiğini savunduğu, davacı kadının ziynet eşyasının erkek tarafından satıldığını veya zorla alındığını ispat yükü altında olduğu-