Davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddi tazminatın az olduğu- Kadının ziynet ve çeyiz eşyaları bedelinin karşılığı olarak istediği tazminatın, boşanmanın eki niteliğinde olmadığı, harcı verilerek açılmış bir dava ya da karşı dava bulunmadığından bu isteklerle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığı-
Daha ağır kusurlu olmayan, her hangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakasının takdiri gerektiği-
Evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşayan kadının boşandığı eşinden aldığı yoksulluk nafakasının kaldırılacağı-
Zina nedenine dayalı boşanma davalarında dava açma süresinin, devam eden zina eyleminin "sona erdiği tarihten itibaren" başlayacağı-
Boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu-
Kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekeceğinden, davalı-karşılık davacının yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının çok olduğu- Davalı-karşılık davacının "dükkan" niteliğindeki taşınmazını ve yazlığını davadan önce sattığı, bankada nakit mevduatının bulunduğu ve mülkiyeti kendisine ait evde oturduğu anlaşıldığından, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu-
Davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın az olduğu- Davacının faiz isteği olmadığı halde maddi tazminata faiz verilmesinin isabetsiz olduğu-
TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Davalı kadının sürekli ve yeterli bir geliri olmadığı anlaşıldığından, davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Katılma yoluyla temyizi ihtiva eden temyize cevap dilekçesi yasal on günlük süre geçtikten sonra verildiğinden davalı-davacının temyiz talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Davalı-davacının çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından, yoksulluk nafakası isteğinin reddine karar verilmesinin gerektiği-