Kocanın eşinin tedavisiyle ilgilenmediği ve onu götürüp baba evine bıraktığı, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yılı aşkın süre zarfında da, ortak hayatın yeniden kurulamadığından, boşanmaya yol açan olaylarda kocanın kusurlu olduğu, bu nedenle kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabul edilmesi gerektiği- Dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı tarafından istenmediği açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen davacı yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı-davacı kadının, kendisi ve çocukları için hükmedilecek yoksulluk ve iştirak nafakalarının gelecek yıllarda ne miktar ödeneceğinin karara bağlanması ve tazminatlar için yasal faize hükmedilmesi talepleri hakkında hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu-
Davalı kadının malvarlığı ve bu malvarlığının geliri kadını yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmayıp, TMK. mad. 175 koşullarının oluştuğu-
Toplanan delillerden davacı kocanın da sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği anlaşıldığından, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları- Herhangi bir işi ve geliri bulunmayıp boşanmayla yoksulluğa düşeceği sabit olan davacı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma veya ayrılık davasında TMK. mad. 185/3. ve 186/3. uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Davalı kadının manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri konusunda hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu-
Davalının hazır bulundurduğu tanığının dinlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek kusurlarının buna göre tespiti ve hasıl olacak neticesine göre boşanmanın sonuçlarının düzenlenmesi gerektiği- Davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu-olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği-
Davacı kadının kocasına hakaret etmesine karşılık davalı kocanın eşine hakaret içeren sözler söylediği, eşini ortak konuttan kovduğu ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığından, davalı kocanın eşine göre daha ağır kusurlu olduğu-
Mahkemece yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davacı ve davalının belirlenen aylık gelirlerinin gerçeğe uygun olmadığına ilişkin aksine bir delil bulunmadığından, davacının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği-
Davacının dava sırasında çalışmaya başladığı ve kendisini geçindirecek yeterli gelire sahip olduğu; davalının ise mali gücü dikkate alındığında davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
