Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesi olmayacağından Yasada gösterilen ayrık haller hariç yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağı,davayı açan kişinin fiil ehliyeti yokluğu ileri sürüldüğünden bu olgunun eldeki davayı dava ehliyeti yönünden etkileyeceği-
Ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin, geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı, bu nedenle ayırt etme gücünün tespiti için en yetkili sağlık kurulundan rapor alınmasının gerekeceği-
Miras bırakanın akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığı, ilgili tüm belgeler dosyaya getirtildikten sonra Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden alınacak raporla belirlendikten sonra oluşacak duruma göre karar gerekeceği-
M.K.nun 15.maddesinde ifade edildiği üzere temyiz kudreti olmayan bir şahsın geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle muayyen istisnaların dışında yapacağı işlemlere bir sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı-
Akıl hastası olan bir kişinin kötüniyetinden söz edilemeyeceği-
Medeni Kanunu’nun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı-
Medeni Kanunun 409/2 maddesi uyarınca akıl hastalığı veya akıl zayıflığına dayalı iddianın bilirkişi raporu ile belirleneceği, ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması,kişiye eylem ve işleme göre değişmesi sebebiyle bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınması gerekeceği-
Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesinin bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılacağı, esasen Medeni Kanunun 409/2.maddesinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirlenebileceği öngördüğü-
Temyiz kudreti bulunmayan kişinin yaptığı işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, karşı tarafın iyiniyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı, temyiz kudretinin nisbi bir kavram olduğu, kişiye, işlem ve eyleme göre değişeceği ve bu nedenle ehliyetsizliğin ancak uzman bilirkişi raporları ile saptanabileceği–
BK. 54/1 hükmünde (şimdi; TBK. mad. 65) düzenlenen hakkaniyet gereğine dayalı objektif sorumluluk halinin; «ayırt etme gücü bulunmayanın eyleminin doğurduğu özel tehlike»,« ayırt etme gücü bulunmayanın eylem sırasındaki öznel durumu» ve «zarar görene yönelik tutumu» ile «tarafların ekonomik varlıkları» gibi kriterlerle değerlendirilmesi gerekeceği–